Giresun Sanat

Özkan Saçkan’ın kaleminden Haftanın Kitapları…

Özkan Saçkan’ın kaleminden Haftanın Kitapları…
153 kez
15 Mart 2021 - 11:48

Şeytan, kitabın en renkli, en cazip karakteri

John Milton’dan Yitirilen Cennet. Kitap, Tanrı’ya isyan ederek onunla savaşa tutuşan, sonradan Şeytan adını alacak baş melek Lucifer ve onun isyanına katılmış olan meleklerin atıldığı Cehennem çukurunda başlar… Şeytan, kitabın en renkli, en cazip karakteridir; genel olarak eserde okurlara en fazla zevk veren bölümler, Şeytan’a dair anlatıların geçtiği bölümlerdir. Milton’ın destanında Şeytan kahramanlığın sınırlarında gezinir. Şeytan’ın Tanrı’ya pervasızca kafa tutuşu, boyun eğmezliği, okurda hayranlık uyandıran niteliktedir… William Empson gibi bazı çağdaş yazarlar daha ileri giderek, Milton’ın eserini Hıristiyanlığa kendi içinden yapılmış bir saldırı ve şairin kendi iç çelişkilerini, hatta Hıristiyanlığın içsel çelişkilerini ortaya koyan bir metin olarak değerlendirirler. Yazarın yalnızca teolojinin sorunlarıyla değil, klasik Yunan ve Roma, Ortaçağ ve kendi döneminin edebiyat diliyle de boğuştuğu büyük mücadelenin ardından, eserin sonundaki unutulmaz dizelerde Âdem ile Havva’nın “el ele, kararsız ve yavaş adımlarla”, Cennet’i terk etmek üzere tenha bir yolda yürüdüklerine tanık oluruz: Önlerindeydi tekmil âlem. (İthaki Yayınları)

Beklemenin anlamı yoktu

Hikmet Hükümenoğlu’ndan Atmaca. Saat ikiyi on dört geçiyordu. Daha fazla beklemenin anlamı yoktu artık. Ayağa kalkmak için sandalyemi ittiğimde çıkan gıcırtı sınıfta yankılandı. Sami Hoca tahtaya dönmüş bir şeyler yazıyordu, bir tek o duymadı. Huzursuzca kıpırdananlar, öksürenler oldu. Arkamdakilerin gözlerini ensemde hissettim. Midemde ufak çapta bir fırtına kopuyordu. Neden bilmiyorum ama ceketimin önünü ilikledim. Kapıya vardığımda Sami Hoca bana dönüp, “Evladım, gelirken yan sınıftan tebeşir de ister misin sana zahmet” dedi. “Bu düdük kadar kalmış, parmağımdan kayıyor.” (Can Yayınları)

Beş gencin ürkütücü yolculuğu

Mary Beth Leatherdale’den Fırtınalı Denizler – Genç Mültecilerin Hikayeleri. İkinci Dünya Savaşı’nın öncesinden bugünün Kuzey Afrika’sına, ülkelerinden kaçan ve başka bir yere sığınabilmek için açık denizlerde hayatlarını tehlikeye atan beş gencin ürkütücü yolculuklarının hikâyesi. Her biri, huzur ve güvenlik bulmak için bildikleri her şeyi nasıl geride bırakmak zorunda kaldıklarını yürek yakan ayrıntılarla anlatıyor. Beş çocuğun, muazzam bir cesaret ve olağanüstü bir dirençle, korkunç engelleri nasıl aştıklarının ve umut bulduklarının hikâyesi. (Çınar Yayınları)

Yazarın yaşamından kesitler ön plana çıkıyor

Ece Onural’den Yaşar Kemal Kitabı. Kitap, Yaşar Kemal romanlarının yapısal özellikleriyle birlikte tema, zihniyet, dil ve anlatım özelliklerini irdeleyen bir eserdir. Yedi yıllık bir araştırmanın sonucu olan eser, göstergebilim ve yorum bilimin birlikte kullanıldığı karma bir inceleme yöntemine sahiptir. Yaşar Kemal’in bir hikâye anlatıcısı olarak kimliğinin ortaya koyulmasında, yazarın yaşamından kesitler ön plana çıkmaktadır. Hemen her romanında hayatının izleri üzerinden okura seslenen Yaşar Kemal’in hayatı ve bu hayatın eserlerdeki izdüşümleri, eserin en dikkat çekici malzemelerindendir. Kitap resmi, bu eser için özel olarak tasarlanmış ve ressam-heykeltıraş Mustafa Kemal Pehlivan’ın fırçasından, “Anadolu’nun Tüm Renkleri” adıyla hayat bulmuştur. (Umuttepe Yayınları)

Çocukluk travmalarının insan yaşamına etkisini

Sevde Tuba Özsaygın’dan Kurtlu Kuyu. Otuzlu yaşlarında, güzel, eğitimli bir kadın Eda. Türkiye, Hollanda ve Amerika’ya savrulan yaşamı boyunca parçalanmış ailesinden ona kalanları topluyor. Duygusal boşluklarını doldurmaya çabalarken okur, Eda’nın dilinden aile kavramını, çocukluk travmalarının insan yaşamına etkisini, tutkulu aşkları, hezeyanları, hasta bir zihnin kıvrımlarından geçerek öğreniyor. Kitap, kurtulmaya çalışırken karanlığa çeken, rahatsız eden, sarsıcı bir roman. Finale doğru giderken, o huzursuz soruya da dikkat çekiyor: Aslında ne yaşıyoruz? (Dağhan Külegeç Yayınları)

Korkuyla düşünce arasındaki bağlar

Guy Finley’den Korkusuzca Yaşayabilmek. Korkunun tarifini çok katmanlı bir bakış açısıyla yeniden zihin süzgecinden geçiren yazar, korkuyla düşünce arasındaki bağların nasıl baştan kurgulanması gerektiğine örnek hikâyelerle ve önerdiği etkili uygulamalarla birlikte dikkat çekiyor. Daha düne kadar uykularını kaçıran şeyin ne olduğunu hatırla mesela. Önceleri çok istediğin, önemsediğin, kafana taktığın, üzerinde çok düşünüp kaygılandığın, belki çok istediğin, uğruna çok şeyi gözden çıkardığın, vakit harcadığın şeyleri düşün. Çok değil kısa zaman önce, her biri yaşam kaliteni etkileyecek kadar önemliyken, sende korku ve kaygı hislerine neden olurken, bugün hiçbir şey değişmediği halde güçlerini nasıl kaybettiler peki? Neden eskisi kadar korkutup kaygılandırmıyorlar seni? (Destek Yayınları)

Usta şairin bilinmeyen merakları

Seray Şahinler’den Ağabeyim Orhan Veli. Gazeteci yazar, hayatı boyunca ağabeyine kardeşlikten öte yoldaşlık, dostluk, sırdaşlık etmiş Füruzan Yolyapan’ın tanıklığıyla çıktığı benzersiz yolculukta, usta şairin ilk şiirlerine, aile ilişkilerine, bilinmeyen meraklarına, yazar ve şairlerle atışmalarına, omuz omuza verdiği dostlarıyla sürdürdüğü yaşam mücadelesine, maddi sıkıntılara rağmen büyük bir dirençle hayata tutunduğu “yalnız” zamanlarına, kitaplarına, Yaprak yıllarına ışık tutarak olağanüstü bir “Orhan Veli portresi” sunuyor. (Doğan Kitap)

Mitolojik hikâyeler şaşırtmaya devam ediyor

Sennur Karanlık’tan Bir de Ben Anlatayım – Çocuklar İçin Mitoloji. Zeytin ağacının hikâyesini ilk kim anlatmış acaba ya da “yerin kulağı vardır” sözünü ilk kim söylemiş? Umut, insanlar arasında nasıl yayılmış veya İstanbul nasıl şehir olmuş? Çok çok eskiden insanlar doğa olaylarını, dünyayı ve evreni anlamak, ortak değerlerini geleceğe aktarmak için hikâyeler anlatırlarmış. İşte bu mitolojik hikâyeler hâlâ insanları şaşırtmaya, heyecanlandırmaya ve düşündürmeye devam ediyor. Peki, bugüne kadar hep başkalarından dinlediğin bu hikâyeleri kahramanların kendi ağızlarından dinlemeye ne dersin? (Doğan ve Egmont Yayıncılık)

Tükenmek bilmeyen bekleyiş

Michel Schneider’den Proust ve Annesi. Kayıp Zamanın İzinde en nihayetinde Anne’ye asla söylenemeyeceklerin, onun yokluğunda, ona yönelerek dile gelmesidir; çünkü edebiyat her şeyden önce Proust’la Anne arasındaki derin ve kopmaz bağdır. Proust için yazmak, Anne’yi capcanlı ve sıcacık biçimde yanında tutma, ona eskiden söylediği sözleri yeniden söyleme girişimi olacaktır: Yazıda egemenlik altına alınan varlık, o eksikliğin yerini alan, geri dönen –aslında, anımsanan– öpücük. Ardından, tüm kayıp zamanın izinde, o kayıp öpücüğü, Anne’den ayrılmayı, adeta ölü bir çocuğun ayaklarına benzeyen soğuk ayaklarını Anne gelip ısıtana dek oğulun yaşadığı bitmek tükenmek bilmeyen bekleyişi içerir. (Everest Yayınları)

Stresin vücuda zarar vermesi

Nadine Burke Harris’ten En Derin Kuyu. Olumsuz deneyimler ve travmalar fiziksel sağlığı nasıl etkiler? Hangi hastalıkların riskini yükseltirler? Stresin türleri nelerdir? Vücut, stresin ve olumsuz deneyimlerin etkisindeyken nasıl çalışır? Stresin vücuda zarar vermesinin önüne nasıl geçilir? Çocukluk travmalarının etkileri yetişkinlikte nasıl silinir? Travma yaşamış çocukların ebeveynlerine düşen görevler nelerdir? Olumsuz Çocukluk Deneyimi (OÇD) puanınız nedir? Savunmasız çocuklara yönelik özel bakım sağlayan bir hastanede çalışan yazar, savaşçı ve araştırmacı bir doktor olarak uzun yıllardır tanınıyordu. Ama onu toksik stres ve ömür boyu sürecek hastalıklar arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya iten, bir cinsel saldırıdan sonra büyümesi duran Diego ismindeki hastası oldu. (Epsilon Yayınevi)

Felaketler karşısındaki kaçma ve saklanma

Yaron Ayalon’dan Osmanlı İmparatorluğu’nda Doğal Afetler. Müslümanlar ile gayrimüslimler arasındaki sınırların Osmanlı toplumu için sanıldığı kadar katı olmadığını ve dönemine göre değiştiğini savunuyor. Tarihsel veriler ile toplumsal psikoloji ve toplumbilim çalışmalarını harmanlayan yazar, felaketler karşısındaki kaçma, saklanma veya tevekkül gibi çeşitli davranış kalıplarına yeni bir ışık tutuyor. Çevresel ve toplumsal tarih ile felaket psikolojisini birlikte kullanan Ayalon, Osmanlı devletinin kuruluşunda Kara Veba’nın da önemli bir etken olduğunu ileri sürerken, bu tür felaketlerle mücadelenin Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde de taşıdığı öneme dikkat çekiyor. (İş Bankası Kültür Yayınları)

Kolera gören gözler iflah olmazmış

Genco Berkin’den Batık Hüzünler Sahili. Evet, Şiirler en güzel kafiyelerini takınmış geçse de ruhumuzun yakarışları arasından, bilin ki kolera gören gözler iflah olmazmış… Evet, Dinlesek de duyamazmışız çalan sessizlik makamını çünkü melodilerin haram olduğu yerdeysek, bir veda hutbesi düşermiş aklımıza! Batık hüzünler sahili; ezber bozan, tedirgin eden, emek isteyen bir okuma vaadi ve yazarın kelimeleri; günahı, sevabı ve aforizma tadında şiir esvabıyla karşınızda. (İki Nokta Kitabevi)

Ya da kaybolsun, ya bütünleşsin

Yeni Öyküler… Edebiyatın söylemini yazardan okur odağına taşıyan bu türün en özgür ve ele avuca sığmaz tür olduğunu okur bilmeli ki az sonra yapacağı öykü yolculuğunda satırlar arasında ve satır aralarında kaybolmasın. Ya da kaybolsun ve edebiyatın büyüsüyle bütünleşsin ve var olmanın en temel hazlarından birisiyle söz sanatıyla birleşsin zihni, dolayısıyla da hayatı. (Kafe Kültür Yayıncılık)

Nelerden korktular neye tutundular?

Orhan Tüleylioğlu’ndan Gerçeği Söylemek. Gerçeğe karşı neden bu kadar tutkululardı? Vazgeçilmez olan neydi? Vazgeçenler bizlere hangi mesajı bıraktı? Hayalleri için ne yaptılar? Nelerden korktular, neye tutundular? Onları farklı kılan neydi? Farklı olmak neler getirdi? Yazar, farklı alanlarda tanınmış isimlerin hayat hikâyelerinden kesitler sunduğu kitabında gerçeği söylemenin tek bir yolunun olmadığını, gerçek üzerine ısrarcı olmanın ise dünyanın hemen her yerinde ortak bir kader yaşattığını anlatıyor. Kitap, kimi zaman sırf merakları için, kimi zaman yüksek idealleri uğruna, kimi zaman ise sadece daha mutlu olabilmek için harekete geçenlerin ve değişim yaratanların yol haritasını çıkarıyor. (Karakarga Yayınları)

Oktarcılar hepimizi nasıl dinledi?

Hakan Erol’dan Turnike. Adnan Oktar’ın en çok korktuğu neydi? Cemaate silah dağıtan vali kimdi? Operasyon günü Süleyman Soylu’ya ardı ardına ne mesajlar atıldı? Bir zamanlar Oktarcı olan ve ona yakın duran ünlü isimler kimlerdi? Oktar, “Bunun kafa iyice uçmuş” lafıyla hangi lideri kastediyordu? “Kediciklerin” yarı çıplak fotoğraf paylaşmasının altındaki “sır” neydi? Başsavcının istifasının perde arkasında ne yatıyordu? Oktarcılar hepimizi nasıl dinledi? Doktorlar ve hâkimler ne şekilde fişlendi? Oktarcılara “dualarınızı eksik etmeyin” diyen saraydaki kritik isim kimdi? O önemli toplantıda Oktarcı tercümanın ne işi vardı? Oktar, Acun Ilıcalı’yı neden cezalandırmıştı? Hangi ünlü şovmen hasta yatağında Oktar’la görüşmek isteyip, ayağına kadar gitti? (Kırmızı Kedi Yayınları)

Boyu ve gölgesi bir dev heybeti taşıyordu

Kerime Nadir’den Dehşet Gecesi. (…) Ruzihayâl olduğuna yüz bin şahit isteyen en çirkin ve en iğrenç bir cadı ayağa kalkmış, ortadaki taş basamağa kadar gelmişti. Boyu ve gölgesi bir dev heybeti taşıyordu. Orada dikili durdu. Ağzı taze kana bulanmıştı. Saçları darmadağındı. Dişleriyse, bir kurdunki gibi sivri ve keskin bir biçimde parlıyordu. Nihayet gözleri… Tanrım! Bu gözler, beni aşk ve arzuyla kendimden geçiren o şahane gözler miydi? Evet, bu cadının, yahut Ruzihayâl hortlağının gözleri şimdi birer melanet kuyusu, tüyler ürperten birer hareketli yuvarlaktan ibaretti. (Maceraperest Kitaplar)

Kahvenin küresel tarihi hakkında

Jonathan Morris’den Çekirdekten Fincana Kahve. Kahve küresel bir içecektir. Örneğin Antarktikalı bilim insanları kahvelerini sever. Uluslararası uzay istasyonlarında bile İtalyan espresso makineleri vardır. Kahvenin yolculuğu, Etiyopya ormanlarından Latin Amerika çiftliklerine; Osmanlı kahvehanelerinden günümüzün üçüncü dalga kafelerine; kahve cezvelerinden kapsül makinelerine dek süregelmiştir. Kitap, kahvenin küresel tarihi hakkında profesyonel bir tarihçi tarafından yazılan ilk kitaptır. Yazar, dünyada kahvenin zamanla damaklarda nasıl tat bulduğunu; dünyanın değişik bölgelerinde bu tadın ne kadar farklılık gösterdiğini; kahveyi kimin, neden ve nerede içtiği; nasıl hazırlandığı ve tadının neye benzediği konularını açıklıyor. (Mona Kitap)

Köyde kimse paylaşmayı bilmezdi

Judith Malika Liberman’dan Taş Çorbası. Bahçelerinden bereket taşan bir köy vardı. Fakat bu köyde her evin etrafı kalın duvarlarla çevriliydi, kimse paylaşmayı bilmezdi. Derken köye bir gezgin geldi. Cebinden bir taş çıkardı, meydanda ateş yaktı, başladı çorbasını pişirmeye. Köylüler yavaş yavaş toplandılar kazanın başına, lezzet kattılar çorbaya… Yazar “Şarkılı Masallar” serisinde geleneksel masalları yeniden yorumluyor. Yazarın anlatımı ve şarkıları ile YouTube ve SoundCloud platformlarından dinleyebilir, böylece masal anlatımı konusunda rehberliğinden ilham alabilirsiniz. (Redhouse Kidz Yayınları)

Dünya üç süper-devlet arasında bölüşüldü

George Orwell’den 1984. Totaliter yönetimlerin iç yüzünü sergileyen ünlü roman… Yazarın 1948 yılında yazdığı bu roman, 1984 yılında, hayali bir gelecekte geçmektedir. Bu gelecekte dünya totaliter olarak yönetilen üç süper-devlet arasında bölüşülmüştür. Roman, bu devletlerden biri olan Okyanusya’da geçer. Okyanusya’nın başında hiç kimsenin görmediği ve nerede olduğunu bilmediği Büyük Birader bulunmaktadır. Yurttaşların İç Parti, Dış Parti ve Proleterler olarak üç sınıfa ayrıldığı ülkede, çok etkili bir gözlem gücü olan ve en ufak bir karşıt düşünceyi eyleme geçmeden önleyen Düşünce Polisi görev yapar. (Remzi Kitabevi)

Bilim-siyaset-askerlik üçgeninde zihinsel şölen

Carl Sagan’dan Nükleer Kış. Bugün devletler doğrudan çatışmak yerine “vekiller” kullanarak örtülü şekilde savaşıyorlar. İki devlet bir çatışma bölgesinde “dost” gibi davranırken bir başka çatışma bölgesinde “düşman” gibi davranabiliyor. Dost ile düşmanın böyle birbirine karışmasına büyük ölçüde nükleer silahların caydırıcılığı yol açtı. Ama nükleer silahların asıl caydırıcılığı bilginlerin siyasetçileri nükleer silahların dönüp dolaşıp kendi halklarını vuracağına ikna etmesinden ileri geliyor. Yazar, okurlarını bilim-siyaset-askerlik üçgeninde zihinsel bir şölene davet ediyor. (Say Yayınları)

Bu kitap gelecek yılların da öğreticisi

Bilal Ak’tan Gerçekleri Arşiv Yazar – Türkiye’nin Karanlık Yılları ve Sözcü Kumpası. Bu kitap sadece günümüzün değil, gelecek yılların da öğreticisidir. 10 yıl, 50 yıl, belki 100 yıl sonra okuyanlar bile “Demek ki Türkiye’de o zaman işler böyle yürüyormuş” diye hayrete kapılacaktır. Bu ibret belgesini okuyunuz, kumpasla ilgili çok şey öğreneceksiniz ve belleğiniz tazelenmiş olacak. Türkiye’de bazı konuların nasıl kotarıldığını, medyanın durumunu, bazı gazeteci geçinenlerin yüzsüzlüğünü ve yalanlarını belgelerden göreceksiniz. Ellerine sağlık Bilal Ak. Emin Çölaşan. (Sözcü Kitabevi)

Pandemi, ortaya ağır bir bilanço çıkardı

Şehram Zayer’den Girişimciye Mektup-Finansal Okuryazarlık ve Altın Tavsiyeler. 2020 yılı hepimiz için ağır bir deneyim oldu. Pandemi, ortaya ağır bir bilanço çıkardı. İnsanlığın bu pandemiyi yeneceğine olan inancım sonsuz. Hastalığı yenmek için yeni tedaviler ve aşıların sunulmasına az bir zaman kaldı. Şirketler ve ekonomik aktiviteler de yeni düzende tekrar başarıya ulaşacaklar; bu da ancak bilim, inovasyon ve yeni durumlara hızlı adaptasyonla başarılacaktır. Başarmak isteyenleri, benimle beraber bu kitapla bir yolculuğa davet ediyorum. Çalışma hayatımdaki yirmi beş yılımdan süzdüğüm bilgileri ve tavsiyeleri paylaşmanın, işletmelerin uzun vadede başarılı olmasına az veya çok katkıda bulunabileceğini düşündüm. (TK Yayınevi)

Umutsuzluğun neşesini yaratıyor

Orhan Duru’dan Denge Uzmanı. Kitap, klasik öykünün kalıplarını bozarak yeni bir anlatı dili geliştiren 1950 Kuşağı’nın ele avuca sığmaz yazarın ikinci kitabı. Biçemiyle, kurgusuyla ne ölçüde yenilikçi, seçkin, öncü bir kitap olduğu bugün de apaçık ortada. Yazar, sözü kırk parçaya bölerek düşün gerçeğini, saçmanın anlamını, umutsuzluğun neşesini yaratıyor. (Yapı Kredi Yayınları)

İç mekân tasarımı yapanlara

Genco Berkin’den İç Mimarlıkta Malzeme ve Detay. Yazar, tasarımcılara, detay ve malzeme ekseninde, tasarım sürecini destekleyecek eksiksiz bir donanım kazandırma hedefiyle (örneğin mobilya tasarlayabilmek için gerekli donanımları; ergonomi, malzeme, konstrüksiyon, mensucat, yüzey işlemleri, renk bilgisi) tüm veriler yalın ve kolay anlaşılabilir bir biçimde aktarıyor. Kitapta tasarımcılar için gerekli olan tüm tasarım parametreleri ele alınmıştır. Örneğin mobilya tasarlayabilmek için gerekli donanımlar; ergonomi bilgisi, malzeme bilgisi, konstrüksiyon bilgisi, mensucat bilgisi, yüzey işlemleri bilgisi ve renk bilgisi. Tüm bunlara ek olarak, mobilya tarihi de konuların içine yerleştirilmiştir. Kitabın içeriği, iç mekân tasarımı yapanlara, detay ve malzeme ekseninde, tasarım sürecini destekleyecek ve eksiksiz bir donanım kazandıracak şekilde hazırlanmıştır. (YEM Yayınları)

Geleceği mi, yoksa geçmişi mi görmek zor?  

Alper Canıgüz’den Kan ve Gül Bir Kara Dejavu. Kitap fantastik bir polisiye. Rengini kandan, kokusunu gülden alan bir roman. Epey hareketli, ziyadesiyle hazin, hayli komik. Aşk romanları çevirmeni Aziz, bir yangında küle dönüşmek üzereyken, zamanda yolculuk yaparak yirmi yıl öncesine döner. Üstelik yirmi yaş gençleşmiş bir halde. Henüz işlenmemiş bir cinayeti çözmek üzere harekete…
geçmesi pekâlâ mümkündür. Karizmatik sosyopat Abdül’ün hayatını kurtarması… Galiba iyi olacaktır.

Mazi tesisatını tamir edebilirse, hayatı, istikbal musluklarından temiz ve tazyikli bir su gibi akacaktır. Biricik aşkı Nergis’ten hiç ayrılmayacak, kızı Zeynep’e hakkıyla babalık edecektir. Peki, bu amatör dedektif, kaderin hükmünü değiştirebilecek midir? Geleceği görmek mi daha zordur yoksa geçmişi mi? (Alfa Yayıncılık)

Anlayış Nedir ve Nasıl Anlayışlı Olunur?

Akif Manaf’tan Anlayış Nedir ve Nasıl Anlayışlı Olunur? Yazar bu kitapta evrensel bilgileri kapsamlı bir şekilde, gerekli tüm detaylarıyla birlikte ele almıştır. Bu eşsiz eser hem derin teorik bilgilere hem de çok boyutlu pratik deneyimlere dayanmaktadır. Bu kitabı okuyan insan, anlayış konusundaki bütün sorularına cevap bulacaktır! Anlayış nedir? Anlayış fenomeni nedir? Anlayış dinamikleri nedir? Anlayış gizemi nedir? Anlayış zirvesi nedir? Anlayış sıçraması nedir? Anlayış göstermek nedir? Anlayış mucizesi nedir? Anlayış patlaması nedir? Anlayış deneyimi nedir? Anlayış kaynağı nedir? Bu ve bunun gibi sorular artık cevapsız kalmayacak! Bu şaheserde verilen bilgilere sahip olan ve yaşamını bu bilgiler ışığında şekillendiren herkes fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığını sonuna kadar koruyabilecek. (Az Kitap)

Yayınlanma
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Hava durumu
-
-
-
Nem Oranı: -
Basınç: -
Rüzgar Hızı: -
Rüzgar Yönü: -
ANKET

Sitem nasıl?

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...