Giresun Sanat

Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları
28 kez
21 Mart 2021 - 10:51

Özkan Saçkan’dan Haftanın Kitapları…

 

Özkan SAÇKAN

Haftanın Kitapları

Mizah dolu bir aşk hikâyesi

Ege’den Kedice Bir Sevda. Şimdi koy patini önüne düşün, bir şansın daha var, sana tekrar kalbini açmasını sağlayabilecek misin, bir de balkonun kapısını? İsyan ve Asil Dede’nin Düğünü romanlarıyla okuru iklimler, renkler, denizler, insanlar ve saf hislerle buluşturan yazar, bu kez mizah dolu bir aşk hikâyesiyle hayattaki kararlarımız, hatalarımız ve telafi çabalarımız üzerine düşündürüyor. Samimi dili, ömürlük aşkı ve bir kedinin olaylara pati koymasıyla fantastik bir macera. (Alfa Yayıncılık)

Polisiye tadında yazılmış bir kitap

Ayla Önal’dan Siranuş’un Mızıkası. “Az önce seni çocukluğuna götüren bir zaman makinesinin önünde durdun. İlerleyemeyişinin tek suçlusu oydu. Acılarının da… Hep yeni şeylerden söz ediyorsun ama aslında yalan!.. Geçmiş bugününün yularını sıkıca tutuyor. Acıyı iliklerine kadar enjekte etmiş bir geçmişten söz ediyorum. Böyle bir geçmişin sana umutlu gelecekten söz etmesi o kadar imkânsız ki. Bazen yelelerini savurarak geçen özgür siyah atlar gelir gözlerimin önüne. Ben o atlardan biriyim işte. Sense köklerine sımsıkı bağlı bir çınarsın. Bir gün mutlaka dönecektin toprağına. Bir ağacın varlığını duyumsaması için toprak gerekir.” Toplumsal gerçekçi öğeleri büyülü gerçekçilikle harmanlayan polisiye tadında yazılmış kitap, içimizden uğurlayamadıklarımıza bir sesleniş. (Bilgi Yayınevi)

Gezegende işler karışıyor

Emre Şimşek’ten Pibalu Gezegeni’ne Dönüş. Birkaç milenyum sonrasına ait Pibalu Gezegeni’nde işler karışıyor. Eray’ın gezegendeki arkadaşı Pırıltı ondan yardım isteyince Eray yeniden gezegene gidiyor ve üç farklı sorunla karşılaşıyor. Acaba Eray, gezegen sakinlerinin bu sorunları çözmesine yardım edebilecek mi? Kitap, ekran bağımlılığı, emek harcamak, bağ kurmak gibi temalara odaklanan maceralı bir öykü sunuyor okurlara. (Redhouse Kidz Yayınları)

Tüm sorunların üstesinden gelir

Erhan Candan’dan Nadir–X. Bizi biz yapan farklılıklarımız gökkuşağının sekizinci rengi olabilir mi? Nadir yanlarımızın bizi güçlü kıldığına inanıyoruz. Nadir-X’te neler mi anlatılıyor? Nadir gücü tuza hükmetmek olan Kistik Fibrozis hastası Tuz Çocuk’tan üstün koku alma gücüyle tüm sorunların üstesinden gelmeyi başaran Sistinozis hastası Biber Kız’a ve geleceğin teknolojisiyle donatılmış Duchenne Musküler Distrofi hastası Robot Çocuk’a kadar üç farklı kahramanın birbirinden keyifli maceraları sizleri bekliyor. Çizer Erhan Candan’ın kalemi ve yine onun çizimleri Nadir-X’i hayata geçirdi. (Altın Kitaplar)

100 buluş, 100 öykü!

Süleyman Bulut’tan Ben Buldum. Telefonun bulunuş öyküsü sözgelimi; çoğumuz biliriz, ama cep telefonunun bulunuş öyküsünü hiç duyduk mu acaba? Buna bilgisayarın, internetin, e-postanın, Facebook’un, WhatsApp’ın bulunuş öykülerini de ekleyebiliriz; elektriğin, oksijenin, DNA’nın, aspirinin, röntgenin bulunuş öykülerini de… Dünya’mızın yuvarlak olduğunu, döndüğünü ilk kim, nasıl buldu? Yaşını kim, çevresini kim hesapladı? Yine Dünya’mızın ilk oluşumu, yani doğuşu nasıl oldu? Ya küresel ısınmanın, sera gazlarının, ilk hava tahmininin öyküleri? Pek çoğunu ilk kez okuyacağınız 100 buluşun 100 kısa öyküsü kitapta. (Can Yayınları)

Bir özgüven fırtınası

Dilek Özipek Donduran’dan Labirent Bul Beni. İçine konulduğu fanusta ilk büyük yarasını alan Aslı, toplumsal kodların oluşturduğu şemsiyenin gölgesinde yanlış bir karar verir, sevemediği birisiyle evlenir. Hayal kırıklıklarının da etkilediği bu karar büyük bir özgüven fırtınasına dönüşür. Maruz kaldığı psikolojik şiddet, toplumsal normları sorgularken diğer yandan da teslimiyetine zemin hazırlar. İçine düştüğü labirentte yazdığı yazılarla labirenti kendisinin kurduğunu fark ederse kişi? Ve karşılaştığı kişiler kendisine kendisinden daha çok benziyorsa? O zaman is, labirentin kendisine düşer. (Dağhan Külegeç Yayınları)


Kendiniz ve sevdikleriniz için

Selim Yuhay’dan Psikomekan. Mutlu bir ailede herkesin kendine ait bir köşesi olmalı ama nasıl? Bir evin doğru yerleşimi nasıl yapılmalıdır? Doğayı yaşam alanlarına nasıl entegre etmek gerekir? Dekorasyonda modanın ve renklerin önemi ne? Bu kitap, kendinizi huzurlu ve mutlu hissettiğiniz, içinde hem dinlendiğiniz, hem eğlendiğiniz, enerjisi yüksek, atmosferi güçlü, sizinle birlikte yaşayan ve yaşlanan yaşam alanlarınızı kolaylıkla oluşturabilmeniz için yazıldı. Yaşam alanlarınızın gizli şifrelerini çözdüğünüzde, kendiniz ve sevdikleriniz için en güvenli, en huzurlu ve en mutlu yuvayı da kurmuş olacaksınız. (Destek Yayınları)

Kaçan balık büyük olur

Hurihan Yıldırım Kurtaran’dan Ne Demiş Atalarımız. Ayağını Yorganına Göre Uzat Fatma Teyze, Bugünkü İşini Yarına Bırakma Ödev, Damlaya Damlaya Göl Olur Kumbara, Öfke İle Kalkan Zararla Oturur Öfkeli Çiftçi, Eğilen Baş Kesilmez Bakkalın Şakası, Kaçan Balık Büyük Olur Güvercin Yuvası, Gün Doğmadan Neler Doğar Mıstık’ın Bilyeleri, Ne Oldum Dememeli Ne Olacağım Demeli Zengin Adam, Pilavdan Dönenin Kaşığı Kırılsın Bayram Harçlığı, Tatlı Dil Yılanı Deliğinden Çıkarır, Dişten Artar Parasını Biriktiremeyen Çocuk Duvarı Nem, İnsanı Gam Yıkar Gamlı Dede İki Cambaz Bir İpte Oynamaz Karagöz’ün Hacivat’a Oyunu. (Doğan ve Egmont Yayıncılık)

Avrupa’da gerçekleşen büyük değişim

Joseph Roth’den 1002. Gece Öyküsü. Kitap, İran Şahı’nın, rahatsızlığı sebebiyle, hava değişimi için bir gemi yolculuğuna çıkarak Habsburg İmparatorluğu’nun başkentini ziyaret edişini anlatıyor. Hafif süvari bölüğünden Yüzbaşı Baron Taittinger ve talihsiz kadın Mizzi Schinagl’ın başından geçenler ve 1930’lu yıllarda Avrupa’da gerçekleşen büyük değişim de romanın arka planını oluşturuyor. Şah’ın ziyaretiyle Viyana’daki birçok kişinin hayatı farklı yollara sapıyor; bu değişim, aynı zamanda Avrupa’nın tamamına yansıyan dönüşümün de bir örneği. Kitap, elde etmeyi başardıkları zenginlik, statü ve emniyeti sürdürmeye yönelik ümitsiz davranışlar ve açgözlülük içinde yıkıma doğru sürüklenen kahramanların acı anlatısı… (Everest Yayınları)

Davranış değişikliği önerileri

Kadir Özdel’den Sosyal Fobiden Hayata Yolculuk: Kendi Kendine Yardım Kitabı – Hayatı Anlamak Serisi 2. Bireyin kendine nasıl yardım edebileceğine yoğunlaşan bu serinin ana rengi, psikolojik bozuklukların nedenleri ve çözümlerini anlamak için iletişime dayalı bilimsel yöntemi esas alan yazar, sosyal fobinin sebeplerini bilimsel yöntemlerle incelerken kaygının azaltılması için hayati çözüm önerileri getiriyor. • Kendinizi insanlara doğru ifade ettiğinizden emin olamıyor musunuz? • İnsanların yanında sebepsiz yere huzursuz ve kaygılı mı hissediyorsunuz? • Sosyal ortamlar ya da kendinizi göstereceğiniz durumlar sizi bunaltıyor mu? • İnsanlarla birlikte olmak istediğinizden emin değil misiniz? • Özgüvensiz olduğunuzu ya da öyle göründüğünüzü mü düşünüyorsunuz? Bu kitapta bulunan davranış değişikliği önerilerini yazarın rehberliğinde uyguladığınızda yaşayacağınız değişime gerçekten şaşıracaksınız. (Epsilon Yayınevi)

Henüz bir çocukken çalışmaya başladı

Mine Pöge’den Olmadık İşler Araştırma Merkezi. İstanbul’da doğan ve olağanüstü bir öğrenme yeteneğine sahip olan Ahmet, yaşıtlarından çok ama çok farklıydı. Daha üç aylıkken konuşmayı sökmüştü, beş yaşında babasının tamirhanesindeki bütün cihazları söküp tekrar yerlerine takabiliyordu. Birinci sınıfa başladıktan dört gün sonra okuma-yazmayı, ikinci sınıfı bitirdiğinde İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Japonca, Çince, Arapça ve Rusça dillerini öğrenmişti. Kısa sürede onun varlığından haberdar olan Dünya Profesörleri ve Bilim İnsanları Yetiştirme Üniversitesi sayesinde henüz bir çocukken çalışmaya başlayan Ahmet, bambaşka bir dünyayla tanışacaktı. (İthaki Çocuk)

Korona virüs salgını bir travma yarattı mı?

Ece Öztan, Özgün Biçer’den İşte Hayat! Zor Zamanlarda Kesişen Yaşamlar. Korona virüs salgını bir travma yarattı mı? Zaten onlarca sorunla mücadele etmekte olan ev kadınları, ev işçileri, çalışan kadınlar, anneler, evden çalışan babalar, çalışan ve/veya okuyan gençler, yaşlılar, öğrenciler, LGBTİ+ bireyler; pandeminin yarattığı yıkımla nasıl başa çıkıyor? Kırılgan dengeler ve büyük özverilerle zordan yürütülmeye çalışılan hayatlar, bu süreçte en çok neresinden yaralanıyor? Özgün Biçer ve Ece Öztan, nokta vuruşu röportajlarla pandeminin derinden sarstığı hayatlarla buluşuyor, sarsılan dengelere mercek tutuyor ve soruyor: Hayat Eve Sığdı Mı? (Karakarga Yayınları)

Hayal, hüzün ve ıstırap dolu bir hikâye

Murat Koç’tan Kırık Kalemli Kadınlar. Başta, Nigâr Hanım’ın hayal, hüzün ve ıstırap dolu hikâyesi… Yanında, Makbule Leman, Fatma Aliye, Emine Semiye gibi ilk kahramanlar, ilk yazı öncüleri. Onların 19. yüzyıl İstanbul’unda geçen renkli hayatları… Kadın hareketinin ilk kıpırtıları… Kitap, belgeler ışığında kurgusal bir bakışla ilerliyor. Toplumsal değişim ve dönüşüm sürecinde kadın yazarların neler yaşadığı, kalem yoluyla hangi mücadeleleri verdiği ve sorunlara hangi çözüm önerilerini getirdiği üzerinde yoğunlaşıyor. Yazar biyografik romanın sınırlarında gezinirken, yazı ile hayatın geriliminden bambaşka tecrübeler sunuyor. (Kapı Yayınları)

Yolu şiirden geçen yazılar

Ahmet Erhan’dan Ankara-İstanbul Karatreni. Yaşantının getirdiklerinden hareket eden, yolu şiirden geçen yazılar. Manzarası buğulu… Ankara-İstanbul arası seyreden, Mersin’e uğrayıp önce memleketin doğu yakasına ve oradan batı yakasına kavuşan, alkol yakıcılığında denemeler. At yarışından alkol bağımlılığına, Galatasaraylılığından bir kış gecesi doğan oğluna, kendi hayatından duraklar. Ve illa ki şiir, şair üzerine sigara molaları. Ankara’dan kalkıp İstanbul’a varan kara, kapkara bir trenin kompartımanından yazılmış yazılar. Her cümlesinden tek sonuç çıkıyor: Şairin düzyazısı şiire dahil! (Kırmızı Kedi Yayınları)

İki cinayetin birbirine bağlantısı

AHMED Midhat Efendi’den Esrar-ı Cinayat. “Öreke Taşı’nda bir Osmanlı kızı ile iki Kefalonyalı’nın cesetleri bulundu. Beyoğlu’nda bir adam kendi yatak odası içinde asıldı. Bu iki cinayetin birbirine kesin ve yakın bağlantıları ise ortada mevcut eşya ile sabittir. Sözü edilen eşya anılan cinayetlerin daha nerelere kadar uzanacağını da gösteriyor. Eğer Osman Sabri Efendi kazandığı ün kadar usta bir adli zabıta memuru ise bu sırları meydana çıkarmaya çalışıp çabalamalıdır.” (Maceraperest Kitaplar)

Yaşamları uğruna bedeller ödeyecekler

Feyiz Erdoğan’dan Eylül Fırtınası. Yazar yakın tarihimizin en şiddetli dönemlerinden birini, bir grup gencin hikâyesi üzerinden cesur bir dille yazdı. Sağcı bir gence âşık olan Ankaralı bürokrat bir ailenin kızı Suna; Ankara Hukuk Fakültesi’nin de hâkim olmak için okuyan genç subay Nazmi; idealist bir gençken kendini büyük bir siyasi oyunun içinde bulan Fatih; ODTÜ’de okurken cezaevine düşen Utku ve diğerleri… Ülkede kör dövüşü sürüp giderken onlar, hem demokrasi hem de kendi yaşamları uğruna büyük bedeller ödeyeceklerdi! (Mona Kitap)

Nasrettin Hoca’dan 70 manzum hikâye

Orhan Veli Kanık’tan Nasreddin Hoca. Yazarın özgün yorumuyla Nasrettin Hoca’dan 70 manzum hikâye… “Mademki Hoca’yı halk icat etmiş, halka benzeyecektir. Hoca’ya ait hikâyelerin, yüzyıllardır, hiç eskimeden yaşaması, onun bir halk kahramanı olmasından ileri geliyor. Hoca, gerçekten, zaafları, sıkıntıları, kusurları, korkuları, kısacası her şeyiyle, tam bir halk adamıdır.” Orhan Veli Kanık. (Remzi Kitabevi)

Yalnız olmaktan bıktım artık

Jean Louis Fournier’den Tek Yalnız Ben Değilim. Kitap yazarın en melankolik, en hüzünlü ve belki de en vurucu anlatılarından biri. “Yalnız olmaktan bıktım artık, bıktım her geçen gün daha yalnız, daha yaşlı, daha çirkin olmaktan. Bunların başıma geleceğini bilseydim hiç yaşlanmazdım. Yazın en sıcak günleri, boğuluyorum sıcaktan, hükümetin yaptığı sert uyarılara rağmen yakınlarım –artık yakınım değil de uzaktan tanıdıklarım oldular– arayıp yeterli miktarda su içip içmediğimi sormuyorlar. Herkes beni terk etti, on yıl önce karım Sylvie, kısa bir süre önce de küçük kedim Salomé, bir başka deyişle hayatımı sürdürmeme yardımcı olan herkes beni terk etti. Evim artık benim için fazla büyük ve karşı komşularımın panjurları da sürekli kapalı.” (Yapı Kredi Yayınları)

Rejimin içerden konuşan sesi

Pınar Aydoğan’dan Yunus Nadi – Kemalizmin Muhafazakar Yorumu. Nadi 1924 yılında “rejimin sesi” olma misyonuyla Cumhuriyet gazetesini kurar. Her konuda yazılarını sık sık Mustafa Kemal’in dikte ettirdiği iddiası unutulmadan– Mustafa Kemal’in istekleri doğrultusunda “rejimin içerden konuşan sesi” olmuş, rejimin kurumsallaştığı ve Kemalizmi ideolojileştirme çabalarının olduğu dönemde kalemini, toplumda ortaya çıkan her muhalif hareket ve düşüncenin karşısında konumlandırmış ve rejimi halka anlatma misyonunu üstlenmiştir. Kemalist düşüncenin içinde barındırdığı eklektik yapı, sahip olduğu muğlaklık ve muhafazakâr yönelimler, Nadi’nin yazılarından da okunabilmektedir. (Alfa Yayıncılık)

Bu kulübenin sırrını çözecekler

Zehra Ünüvar’dan Kulübenin Gizemi. Çocuklar merak içinde! Kulübe, her gün biraz daha dikkatlerini çekiyor. Üfürseniz yıkılacak kadar bakımsız bu küçük evde, bir ışık dolaşıyor. Bazı geceler, binicisiz bir at dörtnala gelip sonra sır oluyor. O atın yükü ne acaba? Korkunç bakışları, saldırmaya hazır köpeğiyle gelip giden adam kim? Uzaktan kulübeyi gözlüyorlar. Merakları her geçen büyüyor. Büyükler sessiz kalsa da çocuklar kararlı! Bu kulübenin sırrını çözecekler! (Bilgi Yayınevi)

Uzaktan bakmak şartıyla

Cemal Süreya’dan Beni Öp Sonra Doğur Beni. Bir kilise tadı taşıyor Dolmabahçe camiinin pencereleri. Uzaktan bakmak şartıyla ve aydınlık oluşunu saymazsak. Ve denizin gişesinde oturan kısa boylu saat kulesi. Yakasının içine kaydırmış hafifçe basınç-ölçerini. Kitap, kanla yıkanmış kelimelerden sevda sözlerine, kimsenin dokunamayacağı suçsuz coğrafyalardan bir çay bahçesinden manzaralara yazarın geniş dünyasını ustaca resmettiği bir panorama. (Can Yayınları)

Heyecan verici bir deneyim

Dolores Cannon’dan Nostradamus ile Konuşmalar – 1. Bu kitap bir yorum kitabı değildir. Kitap dünyanın en ünlü “geçmiş hayat regresyonisti” yazarın kaleminden, bizzat Michel de Nostredame’ın anlattıklarıyla yazılmıştır. Nostradamus yazdığı dörtlükler hakkında yapılan yorumların yanlışlığından dolayı, yazar ile aracılar vasıtasıyla 16. yüzyıldan bağlantı kurar ve dörtlüklerinde ne demek istediğini kendisi açıklar. O bize ne anlatmak istiyordu? Anlamamızı sağlamakta başarılı olacak mıydı? Dik kafalı insanlık dinleyecek miydi? Bu çok merak uyandırıcı bir muamma ve heyecan verici bir deneyimdi. (Dağhan Külegeç Yayınları)

İnsanlar arasındaki sosyal farklılıklar

Ahmet Turhan Altıner’den Sıriga’nın Üç Günü. Soykırım iddialarına karşı özgün argümanları olan kasabalı Türkçü tarih öğretmeni bir gün dehşet içinde Ermeni olduğunu öğrenir ve bu gerçeği kabullenemez. Durumdan habersiz oğlu Bozkurt ilk kez geldiği İstanbul’dan çok etkilenir. Buradaki değişim sürecinde babasından hayli farklı fikirlere sahip Marksist bir sendikacı olan amcası Cemal’i yanında bulacaktır. 1980’lerde Turgut Özal’ın yarattığı liberal umut döneminde kasabayla şehir arasındaki ilişkiyi, insanlar arasındaki sosyal ve zihinsel farklılıkları ve buna karşılık farklı etnik kökenden olmalarına rağmen yaşadıkları ruhsal benzerlikleri epik bir anlatımla ustaca aktarıyor roman. (Destek Yayınları)

Dünyaya neler oluyordu?

Begüm Çalımlı’dan Nanuk ve Pati Sonatı. Kanuk Adası, geceleri büyüleyici kuzey ışıkları, gündüzleri ise buzullardan yansıyan güneş ışınlarıyla parıldardı. Adadaki tüm canlılar burada mutlu ve huzurlu bir hayat sürerlerdi. Fakat Nanuk o sabah uyandığında ters giden bir şeyler olduğunu fark etti: Ne arkadaşı Nino ne de diğer hayvan dostları etrafta görünmüyordu. Sevimli Nanuk endişeyle arkadaşlarını ararken bir anda dengesini kaybedip, eriyen buzulların arasından denize yuvarlanı verdi. Kanuk Adası’ndan çok uzaklara sürüklenen Nanuk, sonunda kirli gökyüzü ve bulanık deniziyle iç karartıcı bir şehre ulaştı. İyi ama dünyaya neler oluyordu? Nino neredeydi? İnsanların şehirleri neden bu kadar kirliydi? (Doğan ve Egmont Yayıncılık)

Askerden sonra derbeder hayat yaşadı

Pierre Drieu La Rochelle’den Hayalet Işık. Fransız edebiyatının esrarengiz isimlerinden yazar, otuz yaşında intihar eden dertli arkadaşı Jacques Rigaut’dan etkilenerek, arkadaşının ölümünden bir yıl sonra kitabı kaleme alır. Rigaut’nun son günleri yazarın kitabının kahramanı Alain’e esin kaynağı olur. Kitap, askerlik hizmetinden döndükten sonra derbeder bir hayat yaşamış, kadınlara ve paraya düşkün, uyuşturucuya bağımlı hale gelmiş Alain’in ışığıdır. Bağımlılığı için tedavi gördüğü kliniğin doktoru onun artık iyileştiğinden, klinikte kalmasına gerek olmadığından emindir. Doktorla aynı fikri paylaşmayan Alain, Paris’teki eski arkadaşlarını ziyaret etmeye karar verir. Arkadaşları hayatla arasındaki bağı onarabilecek, ona yardım edebilecek midir? (Everest Yayınları)

Tüm baş ağrıları migrenin farklı biçimi

David Buchholz’dan Baş Ağrısı ile Baş Etmek. Migren aslında nedir? Başım neden diğer insanlara göre daha çok ağrıyor? Potansiyel tetikleyici gıdalar arasında en büyük suçlular hangileri? Yaşlandıkça baş ağrılarımın şiddeti azalacak mı? Hava durumundaki değişiklikler neden başımı ağrıtıyor? Ağrı kesici kullanmayı bırakınca başlayan geri tepme baş ağrıları ne kadar sürer? Çocuklarım da baş ağrısı çekecek mi? Neden her sabah baş ağrısıyla uyanıyorum? Hemen hemen tüm baş ağrıları migrenin farklı biçimleridir. Migren ise bir baş ağrısı tipi değil, bu ağrıları (ve sinüs doluluğu, ışığa uyarlılık gibi diğer semptomları) oluşturan biyolojik mekanizmanın adı. Yazar, çığır açan bu yeni anlayışa dayanan dönüştürücü programıyla sürekli baş ağrısı şikâyeti olanlara hayatlarının kontrolünü tekrar ele alma fırsatını sunuyor. (Epsilon Yayınevi).”

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Hava durumu
-
-
-
Nem Oranı: -
Basınç: -
Rüzgar Hızı: -
Rüzgar Yönü: -
ANKET

Sitem nasıl?

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...