Giresun Sanat

“O ESKİ HIRSIZLAR NEREDE ŞİMDİ?”

“O ESKİ HIRSIZLAR NEREDE ŞİMDİ?”
129 kez
02 Temmuz 2021 - 14:44
Allah, hırsızın da hayırlısını versin, azizim!
Diyeceksiniz ki, “Hırsızın da hayırlısı mı olurmuş?”
Demek oluyormuş ki…
Merhum sevgili Vahit (Kaya) Hocamız…
Vaktiyle dizelere dökmüş.
Sizlerle paylaşmadan geçmek istemedim!
“Elleri uzundu, alanı dardı,
Utanan kızaran yüzleri vardı.
Aslan gibi yatar, sonra çıkardı.
O eski hırsızlar nerede şimdi?
Hortumları yoktu, işleri zordu,
Dayak da yerlerdi, gözleri mordu.
Herkes birbirine onları sordu,
O eski hırsızlar nerede şimdi?
Merdiven uzatır, cam keserlerdi,
Mutfaklara girer yer içerlerdi.
Bazen dama çıkar ve düşerlerdi,
O eski hırsızlar nerede şimdi?
Ne dümende dayı, ne de arkası,
Ne VİP salonları, ne de markası.
Ne yalısı vardı, ne de bankası,
O eski hırsızlar nerede şimdi?
Ne katları vardı, ne de yatları,
Ne internetleri, özel hatları.
Ne de Versace kravatları,
O eski hırsızlar nerede şimdi?
Hortumları uzat, banka değiştir,
Kredidir, çektir, fatura fiştir.
Şimdiki hırsızlık çok ince iştir,
O eski hırsızlar nerede şimdi?
Bazen tavuk çalar, pişirirlerdi,
Göbek değil, mide şişirirlerdi.
Polisle de iyi geçinirlerdi,
O eski hırsızlar nerede şimdi?
Adları hırsızdı ve uğursuzdu,
Çaldıkları ne ki, ekmekti, tuzdu.
Yaşları da en çok yirmi, otuzdu,
O eski hırsızlar nerede şimdi?” (Vahit Kaya, Yitik Düşler, 2004)
Gerçekten de öyleydi, iyi bilirim.
Bizim iki milli dolandırıcımız vardı bir zamanlar.
İkisi de sevimli mi sevimliydi.
Biri Sülün Osman, diğeri ise Raki namıyla maruf Güney Zobu.
Sülün Osman daha çok tramvayları, boğaz vapurlarını, Galata Köprüsü’nü ve Galata Kulesi’ni pazarlama uzmanıydı.
Müşterilerini gözlerinden tanırdı.
Saf ve paralı olduklarına iyice kanaat getirdikten sonra…
Hokus-pokus birkaç dakikada mandepsiye getirir…
Sonra da acıtmadan söğüşlerdi.
Raki ise bir başka alemdi!
Kendini emekliye (!) ayırdıktan sonraki bir televizyon programında izlemiştim.
Kendine özgü jest ve mimiklerle öyle tatlı tatlı anlatıyordu ki, marifetlerini…
Hani, “ağzından bal damlıyor” derler ya…
Aynen öyle…
Fakire, fukaraya, garibana dokunmadığını anlatıyor…
Sonra da, yaptığı işi gayet normalmiş gibi şu sözcüklerle ifade ediyordu:
“Ben zenginlerin havuzuna anadın mı, kovayı şöyle bir daldırıp, sadece bir kova su alıyordum..!”
Aaahh… sevgili Vahit Hocam ah!
Nur içinde yatasın!
Ne kadar da haklıymışsın.
“O eski hırsızlar nerede şimdi?”
***
SEYFULLAH ÇİÇEK
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Hava durumu
-
-
-
Nem Oranı: -
Basınç: -
Rüzgar Hızı: -
Rüzgar Yönü: -
ANKET

Sitem nasıl?

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...