Damızlık aygırın güvenli bölgeye iltica macerası
Dark Polisiye 1. Kitap… Bebek katilini tersten bakarak çözen kadın Komiser, tacize uğrayan evlatlığın öcünü alan gizemli milis, kusursuz cinayet peşindeki zampara kocanın ters giden planı, kilitli odada yakışıklı psikopatın pençesine düşen hemşire, seri katili kendine usta yaparak çocukluk travmasını iyileştirmeye kalkışan akıl hastası, roman mahallesindeki sıradan bir ölümün planlı sırlarını kendi yöntemleriyle keşfedip katili kıstıran cinayet masası memuru, tetikçilere madik atmaya kalkışan berduş hırsızın trajik sonunu çöp konteynırından izleyen dilenci çocuk, genç ve güzel öğrencisinin kendisine olan tutkulu aşkını ölümcül bir deneyle savuşturan dilbilim profesörü, tuhaf bakışlı hayali berberin gizemini çözmeye çalışırken belasını bulan meczup, konaktaki yaşlı kadının çocuk yaştaki hizmetçisine kurulan acayip kumpas çözülemeyen seri cinayet dosyalarının beklenmedik faili, kâbus mu gerçek mi olduğunu bilmeden distopik İstanbul’un korkunç atmosferinde çözüm arayan emekli polis, her türlü talihsizliğin ve hastalığın kurbanı bir ucubeye dönüşüp yetimhaneden kaçarak kendini çocuk tecavüzcülerinin yok edilmesine adayan yetim, gelecekteki kadın-egemen İstanbul’da, döl makinesi damızlık aygırın güvenli bölgeye iltica macerası… (Dark İstanbul)
Onca penguenle başa çıkmak için planlama şart
Jean-Luc Fromental’dan 365 Penguen. Yılın ilk günü bir kargocu kapımızı çaldı. Paketten ne çıktı dersiniz: Bir penguen! Yanında da bir not vardı: “Ben 1 Numara. Besleyin beni karnım acıktığında…” Yılın ilk günü eve gelen bir penguenle başlayan macera her gün yeni bir penguenin eklenişiyle devam eder. Onca penguenle başa çıkmak için elbette biraz planlama, biraz hesaplama yapmak ve matematikten faydalanmak gerekir. Yılın sonunda evde tam 365 penguen vardır! Kitap, eğlenceli kurgusuyla ve eşlik edebileceğiniz küçük hesap işlemleriyle okurları gülümsetecek bir öykü… (Redhouse Kidz Yayınları)
Dengeyi yeniden sağlamak elimizde
İzel Levi Coşkun’dan Süreklilikten Sürdürülebilirliğe/Bir Kurumsal Sürdürülebilirlik Yolculuğu. İnsanlık olarak kendi yaşam muhasebemizi tutarken nice ağacı, diğer canları görmezden geldik, umursamadık ve telafisi zor, çok büyük hatalar yaptık. Bu hataların yaşam tarzımızın bir parçası haline gelip sanki vazgeçilmez doğrularımızmış gibi bizi yönlendirmesine, hatta yönetmesine göz yumduk. Bu yüzden de yaşam terazisinin dengesi hem insanlığı hem de tüm gezegeni tehlikeye atacak şekilde bozuldu. Şimdi hâlâ daha fırsat varken bu dengeyi yeniden sağlamak yine elimizde. Gerçeklerin farkına vararak denemenin ve dönüşümü başlatmanın tam zamanı. Kaybedecek daha fazla zaman yok. (Artisan Yayınları)
Küçük bir kız, babasını nasıl ikna edebilir ki!
Dave Hackett’ten Macera Vakti Babişko. “Haydi gel babişko. Macera vakti!” “Ama benim yapacak daha bir sürü işim var” dedi babişkom. Küçük bir kız, babası evden ayrılmak istemezken onu bir maceraya çıkmaya nasıl ikna edebilir ki? “Uyku Vakti Babişko” ve “Okul Vakti Babişko” kitaplarının yaratıcısı yazar bu kez çocuklarla maceraya çıkma serüvenini tersine çeviren neşeli bir hikâyeyle karşımızda. 3+ yaş için uygundur. (Bilgi Yayınevi)
Kaçış temalı, gerilim, polisiye
John Buchan’dan Otuz Dokuz Basamak. Richard Hannay, Londra’daki hayatından çok sıkıldığı bir akşam kendini son derece tehlikeli bir durumun ve büyük sonuçları olacak bir komplonun ortasında bulur. 15 Haziran’da uluslararası dengeler temelinden sarsılacaktır ve bunu engelleyebilecek tek kişi, üst kat komşusudur. Neler olup bittiğini çözmeye çalışırken cinayet zanlısı oluveren Hannay, memleketi İskoçya’ya kaçmak zorunda kalır. Kaçış temalı gerilim polisiyelerinin arketipik örneklerinden biri olan kitap, ilk olarak 1915 yılında Blackwood’s Magazine dergisinde tefrika edildi, aynı yıl kitap olarak da piyasaya çıktı. (İş Bankası Kültür Yayınları)
İnciye dönüşecek yağmur damlası güfteleri
Ömür Ceylan’dan Ömürlük Şarkılar – Şarkılaşan Ömürler. Şarkılar, içine aldığı nisan yağmuru damlasını inciye çevirmek için denizin derinliklerinde sancı çeken birer istiridye gibidir. İnciye dönüşecek yağmur damlası güfteleri, bu olağanüstü doğumun güvenle gerçekleşmesi için onu zamana ve zamanın her türlü tahribatına karşı koruyan kabukları ise besteleridir. Çok özel insanların zihinlerinde ve gönüllerinde yaşanan bu sancılı ama bereketli doğum süreci tamamlanınca istiridye su yüzüne çıkar; sedefli kabukları arasında ışıldayan inci tanesi, kendisini hayranlıkla seyreden gönüllere yalnız huzur vermekle kalmaz, her gönül ona her baktığında kendi ıslandığı nisan yağmuru damlalarının öyküsünü de özlemle hatırlar. Şarkılar, kendisini severek dinleyen her gönülde birbirinden farklı yeni öyküler kuşanır… (Kesit Yayınları)
Dayanışma içinde olan iki komşu köy
Ali Balkız’dan Büyümek İstedim. Yazar, romanını, ele avuca sığmayan, olağanüstü meraklı ve bir an önce büyüyüp hayata atılmak/katılmak isteyen ilkokul öğrencisi Gollik Ali’nin bakışından anlatıyor. Yazar, 27 Mayıs 1960’ın arifesinde, siyasî çatışmaların yansımasını gördüğümüz Orta Anadolu’daki biri Alevî, öteki Sünnî olan iki köydeki yaşam biçimini, sert doğa koşullarını, insanlarını, ilişkilerini imgesel betimlemelerle kaleme alıyor. Farklı âdet, kültür ve inanç içinde yaşasalar da hep dayanışma içinde olan bu iki komşu köy, “bir değirmen kurma” meselesi yüzünden –biraz da iki Ağa’nın rekabetinden– birbirine giriyor; ardından da amansız bir yarış başlıyor… (Literatür Yayıncılık)
Güven nasıl yaratılır ve geliştirilir?
Liv Larsson’dan İş Yaşamında İletişim. Günümüzde insanlar bir ürün ya da servis alırken, kendilerine iyi davranılmasını bekliyor. Aksi takdirde gelecekte aynı hizmet için başka bir yeri tercih edebilirler. Profesyonel yaşamda insani özellikleri yitirmemek, rekabet üstünlüğü sağladığı gibi iş yaşamını daha verimli ve anlamlı da kılıyor. Bu kitapta cevaplanan bazı sorular: • Müşterileriniz ve çalışma arkadaşlarınızla hem profesyonel hem de insani nitelikte bağ kurmanın yolları nelerdir? • Farklı durumlarda iletişim kurabilmek için hangi yöntemler kullanılabilir? • Zor insanlarla ve zorlayıcı durumlarla nasıl başa çıkılabilir? • “Hayır” cevabı, karşınızdakini kaybetmeden nasıl verilebilir? • Güven nasıl yaratılır ve geliştirilir? (Remzi Kitabevi)
Zoolojiden siyaset kürsüne uzanan diyaloglar
Mustafa Burak Kurt’tan Ahır Toplantısı. Keçi ve koyunların her sene düzenledikleri “Dünya Küçükbaşlarına Özgürlük Mitingleri” Müslümanlar tarafından fırsat biliniyor, ölümlerine sebep oluyordu. Bu hayvanların ölümü Kurban Bayramı adını alıyor ve bunu da sadece insanlar kutluyordu. Sadece bu kadar değil! Kitap, zoolojiden siyaset kürsülerine uzanan diyalogları bir araya getiriyor. Kıs kıs gülünecek ve mutlaka kısık sesle okunacak hikâyeler. Herkes gülsün ama sakın kimse duymasın diye… (Sapiens Yayınları)
Tüm şirketler için tek bir çözümü uygulamak
Eren Özdemir , Orhan Kalaycı’dan Agile: Dönüşüm – Organizasyonel Çevik Dönüşümler İçin 5 Önemli Adım. Agile dönüşümü gerçekleştirmek bilimsel bir yaklaşım gerektirir. Tüm şirketler için tek bir çözümü uygulamak evrensel olarak geçerli değildir. Kitap bu konuyu bir hastalığın iyileşmesi olarak başarılı bir şekilde ele alıyor. Al Shalloway – Agile at Scale Programs Director at Project Management Institute (PMI), ABD. Bu kitap yazarlarının gerçek dünya deneyimlerini gösteriyor. Hızlı ilerlemek isteyen şirketlere şiddetle tavsiye ederim. Ali Dasdan – Head of Engineering – Confluence Cloud at Atlassian, ABD. (Scala Yayıncılık)
Anı-roman, lezzetli bir ziyafet
Jay Parini’den Borges ve Ben – Bir Karşılaşma. Borges’in zaten hayranı olan okurlar için bu anı-roman, lezzetli bir ziyafet. Henüz okumayanlar içinse pek çok kişinin edebiyata dair düşüncelerini değiştiren bir yazara mükemmel bir giriş kapısı. New York Times Harika bir kitap bu. Çok eğlenceli, zekice kotarılmış, duygulandırıcı, edebiyat sevgisiyle, manzara sevgisiyle ışıl ışıl parlıyor. Yazar, Borges’i ve İskoçya’yı nefis betimlemiş, derin bir sevgiyle bakmış onlara, zaman zaman da hırçınlaşmış, ama gülünesi bir hırçınlık bu. O büyük adamın bu sayfalardan savrularak çıkıp bizi olağanüstü zeki, serbest çağrışımlı ve kurnaz felsefi konuşmaları ve edebi sohbetiyle tavlayıp büyülemesi için bir romancının bütün sanatını, gerçeği farklı gösteren bütün numaralarını kullanmış. (Sia Kitap)
Toplumla bağlantısı olan herkesi ilgilendiriyor
Siyasal ve Entelektüel Tarihimizden Portreler. Bu kitapta 20. yüzyılın başından günümüze uzanan tarih aralığında siyasal ve entelektüel hayatımızın parçası olmuş 21 ismin, her biri farklı bir yazar tarafından kaleme alınmış, portresi yer almaktadır. Okur, Türk siyasal hayatını arka planda takip edebileceği bu portrelerde Yakup Kadri Karaosmanloğlu’nun Kemalizm’i içeriden eleştiren; Şevket Süreyya Aydemir’in ütopyasını yitirirken ki sesini duyacaktır. Ercüment Ekrem Talu’nun ve Falih Rıfkı Atay’ın iktidar değiştikçe söylem değiştirdiğine şahit olacaktır. Şükrü Saracoğlu’nun dış politikadaki müzakereci yönünü; Fatin Rüştü Zorlu’nun bakan koltuğundan idam sehpasına uzanan yaşamını görecektir. “Bu derlemede ifadelendirilenler bu topluma net bir şekilde değiyor. Ve dolayısıyla toplumla bağlantısı olan herkesi tam tekmil ilgilendiriyor.” Kurtuluş Kayalı. (Tarihçi Kitabevi)
Aşk ve keder dolu, düşsel ve düşünsel bir roman
Faruk Duman’dan Ve Bir Pars Hüzünle Kaybolur. Kitap, masalların ve geleneksel anlatıların izini süren ve doğadaki senfoniyi aktararak özgün bir anlatı dili geliştiren yazar, romancılığında önemli bir aşama. Okurunu büyülü bir ormanda gezdiren, aşk ve keder dolu, düşsel ve düşünsel bir roman. Yüksekokulu yarıda bırakıp askerliğini yaptıktan sonra, annesinin ölümü üzerine çocukluğunu geçirdiği kasabaya dönmek zorunda kalmış bir genç… Günlerini ormanda gezintiler yaparak, tüm dikkatiyle doğanın sesini dinleyerek geçirmekteyken bir görünüp bir kaybolan parsın peşine düşer ve çocukluk aşkı Ceren’e rastlar… Yazar, ormandan hiç eksilmeyen sisin içinde, kendine has diliyle düşle gerçeği iç içe geçiriyor. İnsana, doğaya, aşka ve yaşama bir başka yerden bakıyor. (Yapı Kredi Yayınları)
Bugün dünyada 6.8 milyar insan var
Ali Kuzu’dan Bill Gates Melek mi Şeytan mı? Bill Gates, hastalıklarla mücadele etmek, Dünya’daki gıda kıtlığını çözmek ve yoksulluğu azaltmak için uğraşan iyi huylu ve hayırsever bir Melek mi? Bugün dünyada 6.8 milyar insan var. Şimdi yeni aşılar, sağlık hizmetleri, üreme sağlığı hizmetleri üzerinde gerçekten harika bir iş çıkarırsak, bunu belki de yüzde 10 ila 15 oranında düşürürüz. Diyen bir Şeytan mı? Aile planlaması, doğum kontrol araçları, kısırlaştırma ve nüfus kontrolü örtüsü altında öjenik programını ilerletmek üzere kurulmuş Nüfus Konseyi’ne başkanlık eden Bill Gates; hCG hormonu içeren doğurganlığı düzenleyici tetanoz aşısı ile Başta Türkiye olmak üzere Hindistan, Bangladeş, Pakistan, Nijerya, Meksika, Endonezya, Brezilya, Filipinler, Tayland, Mısır, Etiyopya ve Kolombiya’yı neden hedef aldı? (Viking Kitap)
Toplumsal ve evrensel değerlere karşı duyarlı
Hasan Şimşek’ten Bir iletişim Dehası Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK. “Bu eserde, bilinenlerin dışında bilmediğimiz, duymadığımız bilgiler olduğu gibi, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün iletişim konusuna ne kadar önem verdiğini, iletişim kanallarını nasıl kurduğunu, mevcutları nasıl mahirane bir şekilde kullandığını, sabır ve metanetle, bire bir gruplar hâlinde, genel toplantılarda, meydanlarda, camilerde, vatanın içinde bulunduğu durumu anlatarak, kamuoyunu düşünceleri doğrultusunda anlatarak, nasıl oluşturduğunu, yaptığı ve yapmaya çalıştığı işlerin, yasal çerçeveler içinde olmasına özen gösterdiğini, toplumsal ve evrensel değerler karşı çok duyarlı davrandığını bu kitapta bulacaksınız..”
Yalnız yaşamanın pek çok avantajı var
Benian Çulhaoğlu’ndan İlişki Durumu: Kendisiyle Birlikte. İster dul ya da bekâr olsun ister sevgisiz ya da izole bir ilişki yaşasın, insan, hayatının bir noktasında kendini yalnızlığın ortasında bulabilir. Hiç beklemediğiniz bir anda, ölüm ya da boşanmayla yalnızlık kapınızı çalabilir. O an geldiğinde çoğumuz nasıl başa çıkacağımızı bilmeyiz. Yalnızlık, kendinizi eksik, mutsuz ya da öfkeli hissetmeniz için bir sebep değildir. Aksine yalnız yaşamanın pek çok avantajı vardır. Yazar kitabında, yalnız yaşayan insanın korkusunu, çaresizliğini, kafa karışıklığını sona erdirmeyi hedeflemekle birlikte yalnız yaşamın gücünü, zenginliğini keşfetmenizi sağlıyor. Yalnız yaşayan ve kendisine bir hayat kurmaya çalışanlar için mutlu, huzurlu ve güçlü bir yaşam portresi sunuyor. (Cinius Yayınları)
Tagore’un büyülü dünyası
Rabindranath Tagore’den Sessizlikle Yıka İçini. Başta William Butler Yeats olmak üzere çağının önemli yazar ve şairleri tarafından takip edilmiş, 1913’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldüğünde bu ödülü kazanan ilk Asyalı yazar olmuştu. Yüz binlerce dizeye imza atan, üç binin üzerinde şarkı besteleyen, ömrünün son yıllarında Avrupa ve Amerika’da resim sergileri açan çok yönlü bir sanatçıydı. Tagore, eğitimci kimliğinin yanında Hindistan’ın sosyal ve politik tarihi açısından da önemli bir figürdü. Usta şair ve çevirmen Ülkü Tamer’in çevirip derlediği şiirlerinden, öykülerinden ve mektuplarından oluşan kitap, Tagore’un büyülü dünyasını ortaya koyuyor. (Kırmızı Kedi Yayınları)
Filme birçok farklı noktadan bakıyor
James Monaco’dan Bir Film Nasıl Okunur? Sinema Dili Tarihi ve Kuramı. Monaco, filme birçok farklı noktadan bakıyor; sanat ve zanaat, duyarlılık ve bilim, gelenek ve teknoloji. Filmin roman, resim, fotoğraf, televizyon, hatta müzik gibi diğer anlatı ortamlarıyla olan yakın ilişkisini inceledikten sonra filmlerin nasıl anlam ifade ettiğini ve daha da önemlisi bir filmin ne olduğunu en iyi nasıl ayırt edebileceğimizi anlamak için gerekli unsurları tartışıyor. Film meraklıları bu baskıda; yeni bir giriş, genişletilmiş bir kaynakça ve yüzlerce açıklayıcı siyah beyaz fotoğraf ve diyagram bulacaklar. (Alfa Yayıncılık)
19. yüzyıl sonu İstanbul
Hüseyin Rahmi Gürpinar’dan Şık. Ey okur! Şık’ın bu cehaletini, bu eblehliğini romancının hayal gücünde vücut bulmuş bir mübalağa olarak kabul etmeyiniz. Ben bu satırları sırf hayalimden yazmıyorum. Modelim görüp işittiğim hakikatlerdir. Bu hakikatlere rastlamamda ben de şüphe ettim. Fakat sağlamasını yaptım. Doğru buldum. Hayal ne kadar hayal olsa yine az çok hakikatten doğar. “Matbuat Caddesi”ne ilk adımını atan genç Hüseyin Rahmi, Ahmet Midhat Efendi’ye kendini bu şekilde tanıtır. Bu ifade aynı zamanda büyük bir romancının edebiyat dünyasına kendini takdimidir. Yazarın ilk romanı olan Şık, kitabın önsözünde de ifade edildiği gibi daha sonraki birçok başyapıtın işaretlerini de taşımaktadır. 19. yüzyıl sonu İstanbul’unun, Beyoğlu’sunun birçok rengini önümüze seren bu küçük roman, ibretlik ve eğlenceli hikâyesiyle her dönemde okunmayı hak ediyor. (Can Yayınları)
Bir milyon insanın ölümü bir istatistiktir
Hamza Yardımcıoğlu’ndan Son Günah. “Bir insanın ölümü trajiktir. On insanın ölümü dramatiktir. Bir milyon insanın ölümü ise sadece bir istatistiktir.” – Josef Stalin. Şeytanın sunduğu elmayı iradesine yenilerek kabul eden ve böylece cennetten kovulan insana, şeytan ne vaat etmiş olabilir ki? Haz mı? Hayır. GÜÇ! Tanrı’nın güvenli krallığında, bolluk ve bereket içinde yaşayıp giden insanoğluna şeytanın vaat edebileceği tek şey, insanın kendi krallığını ilan etmesi olabilirdi ancak. Böylece ilk kez Tanrı’nın tahtına göz dikmeye cüret eden insanoğlu, elmayla sembolize edilen tanrısallık gücünü kabul ederek ilk günahını işlemiş oldu. (Destek Yayınları)
Çalkantılı hayatları hazza dönüştürüyor
Geoff Dyer’den Ama Güzel. Yazar, türler arası sınırları ihlal etmek konusunda, çağdaş İngiliz yazınının akla ilk gelen isimlerinden biri. Yazarın, bilhassa Zona ve Bir Hışımla adlı kitaplarında karşılaştığımız bu türler arası yolculuğu, Ama Güzel’de de sürüyor. Metaforik ve şiirsel diliyle dikkat çeken yazar, fotoğraflardan ve kimi tarihsel anekdotlardan, ama en çok da müzikal evrenden ona kalanlardan yola çıkarak, cazın efsane isimlerini ve onların çalkantılı hayatlarını kurgusal ve kuramsal bir hazza dönüştürüyor. “Caza dair yazılmış en iyi kitap olabilir.”
David Thomson, Los Angeles Times. “Caz hakkında yazılmış olanlar arasında arkadaşlarıma önerdiğim tek kitap. Bu kitap, caz ‘üzerine’ olmaktan çok caz ‘hakkında’ oluşuyla bir mücevher adeta.” Keith Jarrett. (Everest Yayınları)
Melankolik bir distopya
Walter Tevis’ten Alaycı Kuş. Yazar, bilimkurgunun özünü çok iyi kavramış, çağının hem en asi hem de en yumuşak başlı yazarlarından biri. Yazarın Dünya’ya Düşen Adam ile birlikte en iyi bilimkurgu romanı olarak görülen Alaycı Kuş ise istikrar, düzen, mutluluk gibi maskelerin altına saklanmayan, dehşetli ve melankolik bir distopya. Gelecek, insan nüfusunun fazlasıyla azaldığı, var olan insanların da ilaçlar sayesinde intihardan uzak durduğu, robotların ve teknolojinin hegemonyasında, kasvetli, postapokaliptik bir yer. Bu dünyada ne sanat, ne kitap ne de yeni doğan çocuklar var. Öyle bir dünya ki insanlar yaşamaktansa diri diri yanmayı yeğliyor. (İthaki Yayınları)
İnsana kendisi olma yollarını gösteriyor
İBN Tufeyl’den Hayy bin Yakzan. Kaç kere bu ismi tekrar etsek her seferinde büyülenmiş gibi oluruz. İbn Tufeyl sanki daha baştan bu ismi vererek hem onu ölümsüzleştirmiş hem de benzerlerinden ayrıştırmıştır. Benzerlerinden söz ettik ama o aslında tam bir benzersizdir. İlk olmak ve bu ilklikle sonsuza göz kırpmayı başarmıştır. Endülüs’ten doğuya ve batıya ebedi bir göz kırpıştır bu. Orta Çağ tam da insanlığın kendi yönünü aradığı karanlık ile aydınlık isteği arasında çırpındığı bir dönemdir. Yazar, dönemindeki kısır tartışmaların ötesine geçerek adeta insana yeni bir başlangıç düşüncesi önerir. Felsefi içeriği tabiat ile örüldüğü kadar saf dini duyuşun izleriyle doludur. Oto-didaktik karakteri, insana kendisi olma yollarını kurgu yoluyla da gösterir. Bir yeniden ve sürekli oluş hikayesidir Hayy bin Yakzan. (Kapı Yayınları)
Defter bulunamazsa, hepsinin notu kırılacak
Gülsevin Kıral’dan Kayıp Defter. 6A sınıfı, matematik öğretmeni Titiz Filiz’in not defterinin kaybolmasıyla karışır. Defter bulunamazsa, hepsinin notu kırılacaktır. Bu sonucu hak etmediğini düşünen çocuklar defterin peşine düşerler. Kaygı dolu arayış, içlerindeki iyiyi kötüyü ortaya çıkardığı gibi, arkadaşlıklarını da gözden geçirmelerine neden olur. Bu arada, mahalledeki fırın bir grup arkadaşı güven veren kokusuyla sarmalarken, eski evin yerindeki ot bürümüş bahçe de Titiz Filiz’in sakladığı unutulmaz anıları fısıldamaya başlar… (Günışığı Kitaplığı)
Gerçek ile kurgu harmanlanıyor
Andrew Wilson’dan Cinayet Ustası. Agatha Christie, Aralık 1926’da arkasında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur. Yürütülen geniş çaplı operasyona rağmen ünlü polisiye yazarı bir türlü bulunamaz. On bir gün sonra bir kaplıca otelinde ortaya çıktığında kocasının metresinin adını kullandığı öğrenilir. Ünlü yazar, kayboluşu ve orada ne yaptığıyla ilgili herhangi bir açıklama yapmaz. Bugüne dek bu gizem çözülememiş, o on bir günde yaşananlar hiçbir zaman öğrenilememiştir. Peki ya Agatha Christie hain bir şantajcının kurbanı olduğu için ortadan kaybolduysa? Amansız bir düşmanla savaşıp onun kıskacından kurtulmak için umutsuzca çabaladıysa? Gizemli cinayetlerin kraliçesi bir cinayet işlemek zorunda kaldıysa? Yazar, merkezine dünyanın en ünlü polisiye yazarı Agatha Christie’yi alarak gerçek ile kurguyu ustaca harmanlıyor. Zekâ dolu üslubu, tempoyu bir an bile düşürmeyen gerilimli anlatımıyla okuru şaşırtıyor. (Altın Kitaplar)
Sevdirmeden, kırık bir büyüme hikâyesi…
Tuna Kiremitçi’den Git Kendini Çok Sevdirmeden. Geçmiş zamanla bugün arasında kalan Arda, bir yandan kaybettiği evladının acısıyla diğer taraftan ilk aşkının yeniden ortaya çıkışıyla yüzleşiyor. Konuşmadan birbirini anlayanlara, nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan ergenliğe, sevmeye, gitmeye, acılara ve her şeye rağmen hayatın güzelliğine dair bir roman… (Mona Kitap)
ÖZKAN SAÇKAN