geçtiğimiz gün, canım nihat öztürk abimin imza gününe gittim..

gidecem tabi, konu bu diğil..

****

şimdi, siz bu sayfanın müdavimlerine diğil, ama bazı ”görgüsüzlere” ders vereyim..

1) genelde bu durumlarda, imza atan kişinin, imza atışına doğru bakarak tebessüm edilir.. neden yahu? kimsin? keyif mi bağışlıyon yazara? lütuf mudur orada olman? (bu bakış, ilk okul müsameresinde şarkı okuyan çocuğuna bakan, anne-baba bakışına benzeyecek biçimde atılır.. aynı mimikler kullanılır.. ama biri gerçek, biri sahtedir)

2) evet evet, türk insanındaki en büyük sahtekarlıkların başında bu gelir.. imza günü bakışı sahtekarlığı..

3) bunun bi de yalakalık çeşiti mevcuttur ki eyvah, içler acısıdır.. misal, bilardo oynayan cumhurbaşkanını izleyen bürokrat bakışı.. bu, daha da beteridir.. Allah kimseyi o hallara düşürmesin..

4) düşündüm de la.. aslında imza günü bakışı sahtekarlığı en rezilidir.. çok anlamlar içerir.. a) yahu ben de nezaketen gelmiş bulundum bu yerel yazarın imzasına, ama aslında tüyap’taki yazarlara layığım.. b) haklısınız, yazdıkları bi boka benzemiyo.. davete icabet için geldim.. c) bakın zaten, ilkokul çocuğuna bakar gibi bakıyom, ben var ya ben aslında, ey gidim ey ne büyük adamım, normalde ne işim var burda bee.. d) istesem ben de şahane yazarım haa.. bakmayın yazar olmadığıma.. e) anladınız sanırım, örneklerini uzatmiyim bu yapaylığın..

****

geldim bense.. nihat abime sarıldım.. rica ederek, derneğimiz için bi kitap imzalattım.. kendim için zaten çoktaan gelmişti imzalı kitabım..

orada bulunması muhtemel geri zekalıları görüp de midemi bulandırmamak için, değerli abimden izin aldım.. yeniden sarıldım boynuna ve yanından ayrıldım..

ne haddime bu büyük insanın eserine adeta küçümserce tebessümle bakmak..

5 dakka içinde bitti olay..

****

aziz ve muhterem kardeşlerim,

yeşilgiresun gazetemize yazan iki büyük yazar daha var.. hayrettin günay ve özcan temel abilerim..

hayrettin abi, emekli edebiyat öğretmeni.. dünyada okuyup okuyabileceğiniz en duru türkçeyi kullanan insan.. özcan abim ise edebiyat fakültesi mezunu.. konuları, daha çok akademik yönüyle işleyen biri..

ulusal basında bile benzerleri azdır.. cumartesi günleri yazıyorlar gazetemize, ne yapıp edin, kaçırmayın..

neden İZLER kadrosunda yoklar derseniz? taş yerinde ağırdır derim.. kimi edebiyatçılar ”gazete köşesinde yazmak için” yaratılmışlardır.. dergi yazarlığını beceremezler.. onlar da öyle işte.. (misal ben de öyleyim.. dergi yazarlığı başka bişi.. önsöz’ü bile zoraki yazıyom)

cümleten hayırlı pazar’lar dilerim..

Allah’a emanet olunuz..

gürsullah hocaefendi