Giresun Sanat

“ÜNLÜLERLE ANILARIM” Anekdot-9 “AGORA MEYHANESİ” NASIL BESTELENDİ

“ÜNLÜLERLE ANILARIM” Anekdot-9 “AGORA MEYHANESİ” NASIL BESTELENDİ
11 kez
09 Kasım 2023 - 6:31
“Ünlülerle Anılarım” adlı kitap çalışmamın bugünkü anekdotu, “Agora meyhanesi”nin besteleniş öyküsü üzerine.
1960’lı yılların başına kadar 5-6 enstrümanla icra edilen Türk Sanat Müziği’ne akerdeon, piyano, çello (viyolonsel), gitar, timbal, obua, flüt…gibi batı musıkisi enstrümanlarını ekleyerek büyük yenilikler yapan, bu nedenle zamanın gazetelerinde “Türkiye radyolarının reformcu sanatkarı” diye manşetlere çıkan, ayrıca musıkimize “Agora meyhanesi”, “Arım balım peteğim”, “Boş kalan çerçeve”, “Benim de canım var”, “Adını anmayacağım”, “Oyun bitti”…başta olmak üzere 300 civarında bir birinden muhteşem beste kazandıran TSM ses sanatçısı ve bestekar (aile dostumuz) İsmet Nedim’e, Silivri Selimpaşa’daki yazlığında yaptığım söyleşide soruyorum:
-Sanırım “Agora Meyhanesi”nin sizin müzik yaşamınızda ayrı bir yeri, ayrı bir öyküsü var. Anlatır mısınız?
-Hay hay Seyficiğim anlatayım, seni mi kıracağım!
Bak Seyficiğim. Bugüne kadar 300’ün üzerinde beste yaptım, çoğu da popüler oldu. Bu bestelerimin bazılarını beş dakikada yaparken, bazıları da beni günlerce uğraştırdı. “Agora Meyhanesi” de beni günlerce uğraştıran bir beste oldu. Ben bir beste yaptım mı, halkın bunu tutup tutmayacağını, en yakınımdakiler üzerinde test ederim. Bunlardan birincisi Zeynep’çiğimdir. O, “Hah bu olmuş İsmet derse” bu iş bitmiştir! Tabi bir de apartmanımızın kapıcısına, mahalle bakkalına, birkaç yakın dostuma da dinletirim ki, garanti olsun. Onlar da okey derse, bu iş tamamdır. Bir eser verilecekse, halk için verilmeli. Yoksa ben yaptım, oldu bittiyle olmaazzz… O zaman kendin çal, kendin söyle olur, öyle değil mi Seyficiğim!
Şimdi geçelim, Agora Meyhanesi’nin öyküsüne…
Seyficiğim, “Agora Meyhanesi”ni 60’lı yılların ortalarında sevgili eşim Zeynep için besteledim. Bizim Zeynep’in bir şiir defteri vardı. Sevdiği şiirleri bu defterine kaydederdi. Bir gün bu defteriyle birlikte yanıma geldi. “Agora meyhanesi” şiirini çok beğendiğini, kendisi için bestelememi söyledi. Yani bu güzel şarkıyı bestelememe sebep eşimdir. Sözleri Dr. Onur Şenli’ye aittir. Hatta bu şarkıyı günlerce karanlıkta mum ışığında besteledim. Çünkü o günlerde karartma geceleri vardı. Agora’nın ilk bestesini eşime beğendiremedim. İkinci kez bestelediğimde yine beğenmedi. Üçüncüde, “Hah şimdi oldu.” dedi. Üst kattaki komşuma, apartman kapıcısına falan da dinlettim, hepsinden olumlu cevap aldım.
Ertesi gün “tak” bir telefon. Teoman (Alpay) abi arıyor. Teoman abi o yılların en büyük bestekarı. “İşmetçiğim” diyor, “Gönül hanım (Yazar) benden yeni beste istiyor. Şu anda elimde yeni bir şey yok, sende varsa verir misin?” Kendisine, yeni yaptığım Agora Meyhanesi’nden bahisle, verebileceğimi söylüyorum. Çok geçmeden Gönül hanım arıyor. Hem şarkıyı istiyor hem de başkalarına vermemem ricasında bulunuyor. Hatta şarkının bestekarı olan benim bile plağa okumamamı istiyor. Şarkıyı veriyorum ama öteki isteklerini reddediyorum.
Şarkıyı önce Odeon Plak Şirketi’ne ben okudum. Çok beğenildi. O kadar çok tuttu ki, Türkiye meyhaneleri isim değiştirip Agora Meyhanesi ismini almaya başladılar.
Benden sonra bu şarkımı Gönül Yazar, Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Muazzez Ersoy, Bülent Ersoy ve daha niceleri okudu, plak ve CD yaptı.
Bu şarkı yüzünden bir de mahkemelik oldum. Sebebi de; Gönül Yazar plakların üstüne söz yazarı Dr.Onur Şenli’nin adını yazdırmamış. Sonuçta Gönül hanım yüklü bir tazminata mahkum oldu.
“Agora Meyhanesi” adlı eserim 2000 yılında son 50 yılın en güzel şarkısı olarak birincilik kürsüsüne kuruldu. Demek bestelerimi halk için yapmışım ki, halk tarafından tutuldu. Bugün bile tazeliğini koruyorlar.
Şarkılar da canlılar gibidir. Doğar, yaşar ölür. Ama bazıları vardır ki, zevkler ve renkler değişse bile onlar popüleritesinden hiç bir şey kaybetmez. Mesela Dede Efendi’nin 200 yıl önce batı tarzında yaptığı “Yine bir gül nihal”, Sadettin Kaynak’ın “Ruhuma hicranımı sardım da yine” adlı eserlerini sayabilirim. Biz de vademiz dolduğunda ölüp gideceğiz ama eserlerimiz baki kalacak. İsmimiz gibi bunlardan da çoğu bir gün unutulacak ama “Agora Meyhanesi”, “Boş kalan çerçeve”, “Adını anmayacağım, “Arım balım peteğim”… gibi eserlerimin ölümsüzler arasına gireceğine, hatta girdiğine inanıyorum.”
Daha fazlası, “ÜNLÜLERLE ANILARIM” adlı kitap çalışmamda.
Ocak 2024’e kadar biraz daha sabır!
Not: “Agora Meyhanesi”nin şairi Onur Şenli tarafından da yaşanmış bir öyküsü var. Bu öykü kitabımızın konusu olmamakla beraber, dilerseniz bir başka yazımızda onu da anlatırız. (S.Ç.)
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Hava durumu
-
-
-
Nem Oranı: -
Basınç: -
Rüzgar Hızı: -
Rüzgar Yönü: -
ANKET

Sitem nasıl?

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...