Giresun Sanat

İSMET NEDİM’LE ANILARIM-2 ZEKİ MÜREN’LE ARALARINDAKİ KAVGANIN SEBEBİ NEYDİ?

İSMET NEDİM’LE ANILARIM-2 ZEKİ MÜREN’LE ARALARINDAKİ KAVGANIN SEBEBİ NEYDİ?
21 kez
26 Mart 2024 - 18:23
Bugün sizlere, “İsmet Nedim’le anılarım” bölümünün ikincisini sunuyorum.
İsmet Nedim’in, TSM’de 1959 yılından itibaren başlattığı yenilik çalışmaları bir anda büyük bir hayran kitlesinin doğmasına sebep oldu. Bu hayranlarından biri de, devrin tek tabancası Zeki Müren’ndi.
1965 yılında bir gün Ankara Radyosu koridorlarında karşılaşırlar.
Peki, sonra ne olur?
Sözü İsmet Nedim’e bırakalım:
-“O sıralarda, kendime özgü tenör sesim ve yaptığım yeniliklerle halk beni Zeki Müren’le kıyaslamaya başlamıştı. 1965 yılıydı.Bir gün Zeki Bey’in Ankara Radyosu’na yolu düşmüş. Koridorda rastlaştık. Bana aynen şunları söyledi:
““İsmet Nedim Bey, lütfen hayranlarınızın başına benim ismimi yazınız. Musıkimiz zenginleşti. Gerek söz, gerek saz, gerek aralık bakımından…Sizi takdirle anacağım.”
Şöhret basamaklarını öylesine hızlı tırmanmıştım ki, bu durum, TSM’de tek tabanca olan Zeki Müren’in zamanla uykularını kaçırmaya yetti. Zeki Bey o sıralarda her TSM sanatçısının hayalini süsleyen Maksim Gazinosu’nun assolisti idi. Çok iyi bir ses olmasına rağmen, kaprisleri de çekilecek gibi değildi. Bir gün, “Gazinocular Kralı” Fahrettin Aslan’ın karşısına dikilip, resti çekmiş:
“Bu sezon çalışmayacağım!”
Onu bir türlü ikna edemeyen Fahrettin Aslan, 20 kişiden oluşan orkestramla birlikte beni İstanbul’a çağırdı. Sazcılarımı Sirkeci’deki Agan Oteli’ne yerleştirdim. Zeynep’le birlikte kalktık ofisine gittik. Zeynep için, “Avukatı mısınız, hanımefendi” diye sordu. “Hayır, eşiyim” deyince, “Memnun oldum efendim”, diye cevap verdi. Neyse, anlaştık, el sıkıştık. Kasadan iki torba kağıdı çıkarıp bana uzattı. Baktım içinde gıcır gıcır mor binlikler. Bin lira, zamanın en büyük banknotu. “Saz arkadaşlarınız nerede?” diye sordu. Ben de Sirkeci Agan Oteli’nde, deyince, onları topla, Cumhuriyet Gazinosu’nda hemen çalışmalara başla, ben de Maksim’de neonlara senin ismini yazdırmaya başlıyorum, dedi. Provalara başladım. Çok heyecanlıyım. Düşünsene Seyficiğim, koskoca Zeki Müren’in yerine Maksim’de sahneye ben çıkacağım. Hazırlıkları izlemek üzere ertesi gün Taksim’e çıktım. Gazinoya uzaktan şöyle bir baktım, Zeki Müren’in yerine kocaman ışıklı neonlara benim adımın harfleri diziliyor; “İsmet Ne…”
Bir prova esnasında beni izlemeye gelen devrin en büyük kadın starı aynı zamanda da Fahrettin Aslan’ın o zamanki eşi Behiye Aksoy, “Ben de bu sazları isterim, İsmetçiğim! Yönetir misin, ben okurken?” diyor. “Tabi ki, ne demek efendim!” diye cevap veriyorum. Sonra, “Zeki Bey de istiyor bu sazları, bana vermek istemiyor. Fahri Bey’e, İsmet Bey’i biraz durdursak da ben bu sazlarla okuyayım” demiş. O gece prova yaparken, tak, bir telefon. Fahrettin Bey arıyor:
-“İsmet Bey gardaşım, çabuk yanıma gel. Başıma gelenleri bilmiyorsun ya…” Kendisi Erzurumlu’dur, aynen bu şekilde konuştu.
Neyse, bu telefon üzerine apar topar Fahrettin Aslan’ın ofisine gittim. Söylemesine bakılırsa, Zeki Müren büyük kıskançlık krizine girmiş. Plakçısı Mihran Gülciyan’la haber göndermiş. Demiş ki; “Dokuz ay bedava çalışacağım. Bir kuruş almayacağım. İsmet Nedim’i çalıştırmayacaksın. O da ordan kaçar.” Ama bir de şartı var. Sazların hepsinin burada kalmasını istiyor. “Haaa…”dedim, bunlar beni tuzağa düşürdü! İsmet Nedim’in bulduğu sistem çok iyi. Sazlarını da elinden bir aldık mı…Hele bir de İsmet Nedim başlarında şef olursa, daha da harika! Sonra Fahrettin Aslan, bana dönerek, “Size verdiğim parayı geri almıyorum. Ananızın ak sütü gibi helaldir. Güle güle harcayın. Şimdi siz radyonuza geri dönün, 9 ay sonra gelin tekrar görüşelim” dedi. Ben de, “Dokuz ay çok uzun bir süre, sağlık olsun ne yapalım.” deyip çıktım.
O sıralarda Zeki Bey, Ziya Taşkent’le bana haber yollayarak, “İsmet Nedim buraya gelirse, onu öldürürüm. Şunu unutma Ziyacığım, yaşamak için öldürmek lazım!” diyormuş.
Zeki Müren 9 ay bedava çalışadursun, ilk işim bu parayla kendime Okmeydanı’ndan bir daire almak oldu. Yani anlayacağın Seyficiğim, İstanbul maceramız böyle acı bir sürprizle başladı. Hani bununla kalsa yine iyi. Ama ne yazık ki Zeki Bey sazlarımı elimden aldı. Ben de başka gazinolarda program yapmaya başladım.”
“Peki” dedim:
-Daha sonra Zeki Müren’le yeniden yollarınız kesişti mi?
-“Her yeni bestem çıktığında, benden çekindiği için eşim Zeynep hanımı arar, beste rica ederdi. Eşim de bana göz kırparak Zeki Müren’in aradığını ima eder, ben de başımı sallayarak onay verirdim. Chevrolet marka bir arabası vardı, biraz sonra şoförünü gönderir besteyi aldırırdı. O zaman bizim haklarımızı koruyan MESAM yoktu. Bir kese kağıdının içinde hakkımı fazlasıyla öderdi.
Her ne kadar aramızda tatsız bir olay geçmiş olsa da, ondan hiçbir bestemi esirgemedim. Bence Türkiye’ye gelmiş geçmiş en büyük iki erkek sesten biri Zeki Müren, diğeri de M.Nurettin Selçuk’tur. Zeki bey öldü, Türk Musıkisi bitti, bu kadar net söylüyorum!”
(Bilgİler, “Ünlülerle Anılarım” adlı kitabımdan derlenmiştir. (S.Ç.)
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Hava durumu
-
-
-
Nem Oranı: -
Basınç: -
Rüzgar Hızı: -
Rüzgar Yönü: -
ANKET

Sitem nasıl?

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...