Giresun Sanat

İSMET NEDİM’LE ANILARIM-9

İSMET NEDİM’LE ANILARIM-9
10 kez
21 Nisan 2024 - 7:39
19 Mart 2024 tarihinde sonsuzluğa uğurladığımız ünlü ses sanatçısı ve bestekar dostum İsmet Nedim’le ilgili anılarıma bu akşam 9’uncusu ile devam ediyorum.
***
MAKSİM GAZİNOSU’NDA “NOSTALJİ ÖDÜL TÖRENİ”NDEYİZ
1999 yılı Mayıs ayının ilk haftalarından birinde olacak.
Bir telefon, İsmet ağabey arıyor:
-“Seyficiğim, şu anda Muazzez Ersoy’un hayat arkadaşı Metin Güneş yanımda. İkimizin ortak eseri olan ‘Sen sevgiden ne anlarsın’ (Söz: Seyfi Çiçek, Beste: İsmet Nedim) adlı şarkımızı dinlettim, çok beğendi. Muazzez Hanım’a da okutacağını söyledi. İşin yoksa gel seni tanıştırayım.”
Bu güzel haber üzerine gidilmez mi, uçtum!
Soluğu, bir saat sonra İsmet ağabeyin Levent’teki evinde aldım.
Metin Bey’in sebeb-i ziyareti, hayat arkadaşı Muazzez Ersoy’un “Nostalji” albümlerinde eserleri bulunan bestekar ve söz yazarlarına ödül vermek üzere 18 Mayıs 1999 tarihinde Maksim Gazinosu’nda düzenleyecekleri geceye, albümde iki bestesi (Adını anmayacağım ve Oyun bitti) bulunan İsmet Nedim’in davetiyesini vermekmiş. İsmet ağabey, hazır gelmişken Metin Bey’e “Sen sevgiden ne anlarsın” adlı ortak eserimizi dinletmiş, o da çok beğenmiş. Muazzez hanıma da dinletip, ilk fırsatta albümlerinden birine koyacaklarını söylemiş. Düşüncesini bana da söyleyince çok mutlu olmuştum. Lakin Metin Güneş bir süre sonra Muazzez hanımla yollarını ayırınca, bu proje de yatmış oldu.
Ancak İsmet ağabey bu şarkımızı kendi sesinden yorumlayarak, 2011 yılında Medya Müzik tarafından yapılan CD’sine koydurdu.
Şimdi gelelim yeniden Maksim Gazinosu’nda yapılacak geceye.
Metin Güneş, İsmet ağabey ve ailesinin yanı sıra geceye beni de davet etti.
O gün geldi, çattı.
Geceye İsmet ağabey ve ailesiyle birlikte gittik.
Ne garip bir tecellidir ki İsmet Nedim, Zeki Müren’in kaprisleri yüzünden son anda kapısından döndüğü Maksim’e, 32 yıl sonra bu kez ödül almak için konuk olarak giriyordu!
Neyse, birinci fotoğrafta da gördüğünüz üzere, bize tahsis edilen masada yerlerimizi aldık. (Foto-1 Soldan-sağa: Metin Güneş, İsmet Nedim, İ.Nedim’in kardeşi, İ.Nedim’in eşi Zeynep hanım (beyazlı, kafası öne eğik), İ.Nedim’in kızı Dilara (kafası sağa çevrilmiş olan), Şair Mehmet Erbulan ve bendeniz Seyfullah Çiçek.)
Burada, Mehmet Erbulan’a bir parantez açayım.
Erbulan, teknisyen olarak görev yaptığı TRT Ankara Radyosu’ndan emeklidir. Ama biz onu daha çok İsmet Nedim’in popüler olmuş çok sayıda bestesi başta olmak üzere diğer pek çok bestekarın bestelerinin de söz yazarı olarak tanıyoruz. Hatırlatayım mı birkaçını?
Buyurun: Adını anmayacağım, Benim de canım var, Aşkın kanunu yazsam yeniden, Arım balım peteğim vs…
Onunla da tanışıp kaynaşmamız çok kolay oldu.
Sohbeti o kadar ilerletmiştik ki, bir ara kağıt peçeteye şöyle bir dörtlük yazarak kendisine hediye etmiştim:
“Hoş bir seda senden geriye kalan…
Şiir, şarkı, sohbet…gayrısı yalan!
Selam sana, kucak dolusu selam;
Şairler şairi Mehmet Erbulan!”
Bu jestim karşısında çok mutlu olmuş, dörtlük yazılı peçeteyi cebine atmıştı.
Allah mekanını cennet eylesin.
Bıraktığım yerden devam edeyim.
Halit Kıvanç’ın sunuculuğunu yaptığı gecede hemen hemen tüm ulusal basın, “Nostalji” albümünde yer alan bir birinden güzel eserlerin bestekarları, söz yazarları, bazılarının da varisleri hep orada idi.
Kimler yoktu ki?
İşte aklıma gelenlerden bazıları: İsmet Nedim, Teoman Alpay, Suat Sayın, Yusuf Nalkesen, Cavit Deringöl, Ferdi Tayfur, Mehmet Erbulan, Halit Çelikoğlu, Gülden Karaböcek, A.İhsan Kısaç ve daha niceleri.
Gecenin açılışını güzel sesiyle Muazzez Ersoy yapmıştı.
Program o gece; bir şarkı, bir ödül töreni, bir şarkı, bir ödül töreni…şeklinde devam etti.
Sıra İsmet Nedim’e geldiğinde Muazzez Ersoy, mikrofonu bir ara ona uzatarak şarkının bir kuplesini düet yapmışlardı. (Foto:2)
Sonuçta İsmet Nedim de alkışlar arasında “Adını anmayacağım” ve “Oyun bitti” adlı besteleriyle ödülünü almıştı.
Bir ara Ferdi Tayfur yanımıza kadar gelerek, İsmet Nedim’i masasına davet etti. Birlikte gittik. Burada 5-10 dakika oturduktan sonra, birlikte bir fotoğraf rica etti. (Foto:3)
Program bittikten sonra da tüm sanatçılar basın mensuplarının objektiflerine toplu halde poz verdiler. Ben de fotoğraf makinamın deklanşörüne basarak bu anı ölümsüzleştirdim. (Foto:4)
Toplu fotoğraf çekimi bittikten hemen sonra Muazzez Ersoy’u yakalayarak birlikte bir poz rica ettim, beni kırmadı. Kırmadı ama fotoğrafımızı kim çekecekti? Şaşkın ördek misali sağa, sola bakınırken, Allah’ın işine bak, “Ünlülerin Fotoğrafçısı” Erol Atar tam önümde bitmesin mi! Elimdeki fotoğraf makinamı ve Muazzez hanımı işaret ederek, “Erol Bey, Erol Bey, lütfen!” diyorum. Bu ricam üzerine muzipçe gülümseyen Erol Atar ne cevap veriyor, beğenirsiniz:
-“Ayol, ben fotoğraf çekmekten hiç anlamam ki!”
Neyse, hemen fotoğraf makinamı eline alıp, basıyor deklanşöre. (Foto:5)
Ertesi gün özel TV’lerden birinde (yanılmıyorsam Esra Ceyhan’ın sunduğu A’dan Z’ye programı olabilir!), “Nostalji Gecesi”ne katılan sanatçılarla gecenin değerlendirmesi yapılıyordu. Bir ara sıra İsmet Nedim’e geliyor, bestelerinden birini seslendiriyor. Şarkı bittikten sonra İsmet Nedim’e dönen sunucu, “Aa…sizin sesiniz de güzelmiş!” gibi bir laf ediyor. Hemen araya giren Yusuf Nalkesen ona anımsayabildiğim kadarıyla şöyle bir cevap vermişti:
-“Siz İsmet Nedim’i birbirinden güzel besteleri ile biliyorsunuz ama O aynı zamanda bir devre damgasını vurmuş büyük bir ses sanatçısı idi.”
Bu programa ilişkin bir fotoyu zamanın magazin dergilerinden biri yayınlamıştı. Ben de oradan alıp, sizlerle paylaşıyorum. (Foto:6)
Yeni bir anıda buluşmak ümit ve temennisiyle hoşça kalın, dostça kalın!
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Hava durumu
-
-
-
Nem Oranı: -
Basınç: -
Rüzgar Hızı: -
Rüzgar Yönü: -
ANKET

Sitem nasıl?

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...