Bilgi Yurdu’muz yoğun günler yaşıyor.

Yakın coğrafyanın en iyi korosu Türk Halk Müziği ekibimiz yeni bi konserden çıktı. Ay sonu Türk Sanat Müziği Koromuzun çifte konseri var… Derken; tiyatro ekibimizin Giresun Tiyatro Günleri’nde sahne alacağı anlaşıldı… Yine THM Koromuz Aksu Şenlikleri’ne davet edildi… Edebiyat bölümümüz Nazım Hikmet Gecesi hazırlıklarında.

Gözbebeğimiz İzler arada kaynadı gitti diyeceğimi sandınız di mi? Yok öyle bişey. Tüm bu hengamede çok iyi bi sayıya daha imza atmış arkadaşlarım.

Valla nasıl desem, çayımı söyleyip dergimizi sonsuz bi gururla okudum bugün Millet Bahçesi parkımızda. Okumam bitince, gol atmış santraforlar gibi yumruklarımı sıkmışım boşluğa doğru, garsonlar öyle dedi.

Sonrası da başka bi mekanda kahve keyfi idi…

(Falımda “hasret” çıktı. Canı sağolsun hasret bırakanların)

***

Kapak konusunu bu ay da elbette ben belirledim. Fakat İzler kurmay heyetine de açıkça söyledim; “Sait Faik’e tam hakim değilim, top sizde”! Harbiden de değildim. Edebiyatın, mizah ve şiir dallarında koştum hep. Öykücülükte eksik bulurum kültürümü.

Şükür olsun, Yasar Akalın , İsmail Bayram ve Gökalp Kabacaoğlu gereğini yapmışlar. Hem de çok iyi yapmışlar. Kutluyorum canlarımı. Yaşar ağabeyim ve Gökalp kardeşim hakkındaki görüşlerimi biliyorsunuz. Giresun Ünv. Akademisyenlerinden İsmail Hocamız da apayrı bi değer. Bilmenizi isterim. Rahmetlilerle söyleşi yapıyor. Böylelikle kimse ölmemiş oluyor. Ne güzel bi tarz!

Dergimizden öğreniyorum ki; Sait Faik’in öykülerini şiir tadında bulmuşlar. Bir iki tane şiir yazmış bunun üzerine. Bunlarda da öykü kokusu var demişler!!!!

Gerisini dergimizde bulunuz.

(Peki bu bana anımsatmaz mı; ilk gülmece kitabımı okuyanların çok duygulanıp ağladığını ve şiirlerime “meddah bu meddah, ne şiiri yahu” dendiğini?)

***

Sevgili dostum Ertuğrul Yalçın, başka bi boyut… Kültürün, asaletin, birikimin bi enteresan rengi.

Bu ay Hikmet Hükümenoğlu’nun Harika Bir Hayat adlı kitabını inceledi Ertuğrul. Ve sizlere tavsiye etti. 1919’u, işgal günlerini anlatan, 1950’lere değin uzanan bi kitap bu. Harika bi kadını anlatan.

Yazıyı da kaçırmayın, kitabı da. İyi ki bizimlesin Ertuğrul…

(Ula kitabı okudunsa bana da ver)

***

Gerekmedikçe yazmıyorum İzler’e, huyumu bilen bilir. Ama bu kez gerekiyordu. Hepimizi yetiştiren Cumhuriyet Gazetesi’nin 100. kuruluş yıldönümüdüydü. Tabii ki yazdım, doğduğum günden beri evimi onurlandıran gazetemi. Tabii ki andım, sevgili babamı.

Kutlu olsun 100. yaşımız. Okumanızı dilerim.

(Bu arada, rica ettiysek de yazı gelmedi Sn. Mustafa Balbay’dan. Ne diyeyim ki? Daha önemli işleri vardır, 100 yıllık İzler’e yazmaktan. Oysa bizzat tanığıyım, Cumhuriyet’e köşe yazılarını 15 dakkada yazdığının. Neden Uğur Mumcu olamadı sanırsınız?)

***

Bu ay hüzünlü yazımız çok…

Adem Öner bi uçurtma öyküsü yazmış ki, içi göçmenlik dolu…

Seher Akar Yeşilçam’ın en bilindik sesi Belkıs Özener’i yazmış ki, içi ezgi dolu…

Serdar Ustaoğlu en kıymetlisi annesini yazmış ki, içi anneler günü dolu…

Gözde Gülsevin eski filmlerimizi yazmış ki, içi kırık kalplerle dolu…

TC Nermin Ozkaya 90’lı yıllardaki anılarını yazmış ki, içi rahmetli valilerle dolu…

Ahmet Zeki Pamuk Pera’yı yazmış ki, içi Madam Anahit’lerle dolu…

Nihat Öztürk Aşık Hüseyin Çırakman’ı yazmış ki, içi Kemal Atatürk’ün aydın izi dolu…

Mendillerinizi hazır edin.

***

Dergimiz Devrim Tarihi Danışmanı Hilmi Taşkın 1 Mayıs, 19 Mayıs ve Deniz Gezmiş’i harmanlayan bi makale yazdı. Mustafa Kemal olmadan işçi bayramı da olmaz, Deniz Gezmiş de olunmaz diyenlerden oldum hep. İmzamı atarım bu makalenin altına.

H Gazi Menteşeoğlu kardeşimse Mayıs 7’sine, 7 rakamının kutsallığına değindi yazısında. Sac ayaktan geçmeler, denize 7 çift, 1 tek taş atmalar, ada çevresinde kayıkla dönmeler… Bunları okudukça hep; Türk kültürünün ne denli derinlerden geldiğini, bize din palavrası altında Arap kültürünü dayatmanın ne kadar yanlış olduğunu düşündüm.

Ve şenlik, festival falan değil. Şehrimize asıl, uluslararası bi karnavalın yaraşacağını…

Ömer Şenel üstad, ki gerçek bi filozoftur, bacak bacak üstüne atmanın tarihçesini işledi. Yani, bu konu bi insanın aklına nasıl gelir, hakkında hiçbir veri olmayan bi mevzuda nasıl döktürülür? En güzel örneği. Çevremde hiç normal bi adam olmadığının sevincini taşıyorum!!!!!!!

***

Mevlüt Kaya …

Ruşen Topallı …

Emine Gut…

Orhan Sarımehmetoğlu …

Günsel Telli …

Fahri Ekmekci …

Ouz Clsk …

Yemin ederim böyle birer satırla geçilecek kalemler değilsiniz, çok uzun yazmışım, insanları daha yormadan bitireyim, beni bağışlayın.

Ve aramıza hoş geldin sevgili dost Uğur Kahraman… Giresun Ünv. Basın ve Halkla İlişkiler Koordinatörü…

Bandırma Vapuru’nu yazmış Uğur. Diğer tüm vapurlar tırışkadan nağmedir, biz yalnızca Bandırma Vapuru’ndayız.

Gücü yeten indirsin.

En derinden sevgilerimle.

Gürsel Ekmekçi