a) zabıta arkadaşların büyük bi çoğunluğunun kendini emniyet genel müdürü ayarında gördüğü bi memlekette, sıradan vatandaşların polise ”memur bey bakar mısınız” diye hitap etmesindeki aşşaalık kompleksini çözmeye en az 800 psikolog ve bi o kadar da itfaiyeci lazım, aziz ve muhterem kardeşlerim..
b) annemin yelkeni olsa açsa da gelse sözleri de pekbi heyecan vericidir, ama hiçbi türkü dizesi ”babamın bi atı olsa binse de gelse” kadar özlem yüklü diğildir.. babalarımız atla dolaşmalıydı hep.. gazi koşusuna katılmış babalarla dolu olmalıydı şehirler..
c) kına türküsüdür sonuç itibarıyla.. ne var ki insanı bambaşka yerlere götürüverir.. aha beni de gendi eski eşimin 20 kusür yıl evvelki kına gecesine götürdü.. gece 11 gibi arkadaşlarla gız evine ”baskına” gittiğimizde duygulanıp çok ağlamıştım ben.. dünyada kına gecesi ağlayan başka bi damat var mıdır bilmiyom valla..
d) sevgili gardaşım, büyük tiyatro oyuncusu ahmet öndaş’la bunları da gonuştum bi gece.. kına işlerini falan ölçüp biçip; ”iyi ki gelinlik gız diğiliz oolum” dedik birbirimize.. dedi ki en son aamet; ”senle ben zaten kız olsak genelevde olurduk bugün”..
e) ”anamın acı sözleri bana bal oldu” dizesindeki erişilmez felsefeye şapka çıkartıp kapatıyom aha bu mevzuyu.. siz de kapatın, ağlamayın bakiim..
f) zeynel can abimizin ”eylen yolcum eylen” deyişini dinleyip dinleyip kuduruyonuz di mi benim gibi?? ne güzel yazmış ve ezgilendirmiş adam.. gerçi bendeki öyküsü bambaşkadır.. nihayet dedim nihayet, ayakları yere basan ve bu topluma ait gerçek bi sanatçı gördü gözlerim diye sevindim.. çünkü ”ok yedim zamane yezitlerinden” dizesini uzun süre ”bok yedim zamanın geçitlerinde” olarak anlıyordum.. (”ben de ayrı düştüm sevdiklerimden / ok yedim zamane yezitlerinden” mi daha güzel yani)
g) misal rahmetli küçük iskender’i de bu çerçevede değerlendirmek gerekir.. şiirlerini beğenmiyorum diye yazdımdı öldüğünde.. kötü çünkü.. nooldu ki, en doğal hakkım diğil midir, beğenmek zorunda mıyım.. size göre iyi olabilir.. ve sosyal medya kalemşörlerini de eleştirdim; ”hiçbiriniz samimi diğilsiniz” diyip.. her ölenin ardı sıra ”duyarlı ve kültürlü insan” pozlarına girmeye neden gerek görülür yahu??
h) şunu düşüneceksin.. küçük iskender’den geriye hangi dize kaldı??? hiç bişi.. bu tür entel-dantel (asla entelektüel diğiller) şairlerle maşşak geçmek üzere aşık gavlaki deyu bi şair uydurmuşum, kızılay’ın-beyoğlu’nun göbeğinde satmış şiir cd’im yahu.. ben ne dediğimi biliyorum la.. üzerime gelmeyin.. rahmetlinin sanatına saygı duyarım elbet.. ama sosyal medyada evli barklı kadına-kıza kur yapacan diye her ölen ünlü’nün ardından duyarlı erkek havalarına bürünmek hoş diğil.. kemal sunal’ın yokluğuyla küçük iskender’in yokluğu bir mi kardeşim? nooluyonuz..
i) cenazelerde ev ev dolaşıp ”ağlayan” kadınlar var imiş eskiden.. bi meslekmiş bu.. karşılığında ücret ödenirmiş.. sevgili doğan turan ağabeyimle konuşuruz bunu zaman zaman.. bu mesleği canlandıralım.. cenazelere gidip ağlayalım.. para da almayız asla.. falan.. ne güzel olur.. doğan abimle biz herşeye ağlarız zaten.. (annannemin dilinde ”çığrıcı garı” diye bi söz var idi.. tahminen cenazelerde ağlaşan kadınlar olsa gerektir bu çığrıcı garılar.. bu konuda bi yazı yazdığımı anımsıyorum eskiden.. bulmaya çalışacam)
j) vaktiyle ülker’deyken, bi iş gezisi için kayseri’deyken.. bi ilçede, gündüz vakti hem de.. ayakta duramayan sarhoşlar gördümdü.. bi üst geçitin hemen altı gibi biyerdelerdi.. yerlere yuvarlanmaları falan bi yana, hepsi de altlarına işemişlerdi, mçmışlardı.. salak herifler yaa.. hayır, ben de alkol seven adamdım sonuçta.. bu nasıl bi sarhoşluktur la diyerekten şaşıp kalmıştım.. sonradan anlamıştım ki, bu alkol sarhoşluğu diğil idi.. hap mı içtiler, ot mu çektiler neydi? bok içsinler.. (bok yedim zamanın geçitlerinde budur işte)
k) canım ali güneygül abi anlattıydı.. kendisinin evi marmaris’tedir.. gelir giresun’a 15 gün kalır gider.. o’nun da kedileri varmış marmaris’te.. komşuları dermiş ki; ”yahu ali bey, sizin bahçede-balkonda bi hareketlenmeler oluyo, kediler merakla bekleşmeye başlıyo, en fazla 2 gün sonra sen geliyon”!!! (bunu da duydum ya, daha ne gonuşuk ediyim.. ali abi’nin giresun’dan yola çıkmak üzere olduğunu taa marmaris’te hisseden bi canlı türü nasıl olur?)
(bigaç sene evvel 5 tane yavru kedim çıplak göğsümde yatıp uyudulardı.. öpüştük, koklaştık, seviştik.. ağzımı burnumu hep öptülerdi.. daha neden hacca gideyim ula)
l) size giresun gerçeğini bi de şöyle anlatayım.. gazi cadde’mizden yüzlerce sokak sanatçısı geldi geçti.. bunların çoğu harbiden iyi müzisyenlerdi.. tamamını polise-zabıtaya şikayet etti esnaf.. yok olup gittiler.. ama bi tane berbat sesli gitarist bi çocukcaaz var, gaç yıldır hiç şikayet edilmedi.. halaa hergün çalıp söylüyo kerata.. yaptığın işte kötü ol, baştacı olursun giresun’da..
m) -”polis geldi gapıya / bakmayın genç sakiye / ak saçıma benziyu / su gatınca rakıya”.. giresun türküsü.. polisinizi-askerinizi seviniz, yakındır zamanı, lazım olacaklar..
(ve şakaklarıma ak düştü la ben de gocamaya başladım.. çok hoşuma gidiyu)