Giresun Sanat

Haftanın Kitapları

Haftanın Kitapları
30 kez
04 Temmuz 2021 - 8:12

Özkan SAÇKAN

Bir kadın ve bir erkek hikâyesi

Demet Cengiz’den Adımı Deniz Koydular. Yazar romanında toplumsal meselelerden bireysel sorunlara uzanan geniş bir yelpazede bir kadın ve bir erkek hikâyesi anlatıyor. Biri doğudan (bir kardelen olan Deniz Yıldız), diğeri batıdan (James Rowe) iki hırpalanmış çocuk öyküsü anlatan roman gerçek hikâyelerden esinlenerek kaleme alındı. Roman, Türkiyeli okur için çarpıcı ve bir o kadar da tanıdık bir anlatı… Aile içi sevgisizliğin sonuçlarına dikkat çeken kitap, geri planda Türkiye’den ve dünyadan dönemin önemli olaylarına da yer veriyor. Türkan Saylan, Fazıl Say, Deniz Gezmiş, Bedri Baykam, Hırant Dink, Ali İsmail Korkmaz ve Berkin Elvan gibi gerçek kişilere ve olaylara değinen romanda kadına karşı şiddeti incelerken, “Çok acı var, dayanamıyorum” yazılı bir not bırakıp intihar eden akademisyen Dicle Koğacıoğlu gibi gerçek kişiler de saygıyla anılıyor. (İnkılâp Yayınları)

Hiçbir kadını küçük görme

Ayşe Sucu’dan Din ve Kadın. Evet, ben bir kadınım ve insanlığın yarısı benim. Kendi adıma ve tüm kadınlar adına bu satırları yazıyorum. Ayrıca sizler, siz kadını eksik görüp aşağılayanlar; din adına, ahlak adına, örf-adet adına hele de bunu İslam adına yapanlar; evet, sizler, Tanrısal olana hakaret ediyorsunuz. Zira varlıktaki her çifte yemin eden söz’de eksiklik olmaz: Bir karıncanın ezilmesini dahi etik bir zemine çekerek tartışan söz’ün insanlığın yarısını inciteceğini sanmak ve savunmak en hafifinden naifliktir. Bir din, insanlık için “Bir tarağın dişleri gibidir” deyip, ardından insanlığın yarısını aşağılamaz, aşağılatmaz. “Ayağının altını cennet” telakki eden bir Peygamber, hiçbir kadını küçük görmez. Ayşe Sucu. (Sözcü Kitabevi)

Kurumun yola çıkışı ve hikayesi

İlkay Baliç ve Melih Fereli’den Arter: Sanat İçin Alan Yaratmak. Kitap, Türkiye’nin kültür hayatında on yılı aşkın süredir varlık gösteren ve ziyaretçilerini sanatın tüm disiplinlerindeki güncel üretimle buluşturan bu kurumun yola çıkışına ve hikâyesine yakından bir bakış sunuyor. Kitap, Arter’in 2010-2020 yılları arasındaki öyküsünü on kilit kavram aracılığıyla ele alıyor: Arter, Bellek, Üretim, Yayın, İnşa, Buluşma, Bahane, Ses, Performans ve Beraber. Her biri kurumun tarihinde, felsefesinde veya programındaki belirleyici bir yöne vurgu yapan bu kavramlar etrafında örülen metin, emeği geçen kişilerin tanıklıklarıyla zenginleşiyor. Bu kitap, Tüpraş’ın katkısıyla yayınlandı. (Arter Kitabevi)

Herkes eskisine göre daha mutlu olacak

Rosemarie Jarski’den İlginç Sözler-En Kapsamlı Alıntılar Kitabı. Oscar Wilde’dan Charlie Kaufman’a, Ellen DeGenerest’tan Woody Allen’a, Robin Williams’tan Marlon Brando’ya pek çok tanınmış kişi; insanlık, sanat ve eğlence, din ve bilim gibi konularda farklı alıntılarla bir araya geliyor. Yalnızca tartışma anlarınızda değil, gündelik hayatta da sizi zor durumlardan kurtaracak gerçek bir başucu kitabı. Kaybetmekten kurtulduğumuz an, herkes eskisine göre daha mutlu olacak. –Philip Roth. Modern sanat galerilerine gittikçe sergi salonundaki her şey sergiye dahilmiş gibi görünmeye başlıyor; katılımcıların sandalyeleri ve yangın söndürücüler bile. –Brian Sewell. (Alfa Yayıncılık)

Yağmur yüreklim çiçek bakışlı yarim

Aydın Öztürk’ten Yağmur Yüreklim. İçimde kırılıp kalır ağlayan sesin susar yüreğimde yüzün, soluğun susar sarınıp yarama gitsem, çare değil ki yüreğimde yangın çıkar, bu şehir yanar oy dilsizim, oy gülmezim, yağmur yüreklim oy çiçek bakışlı yarim, rüzgârım benim sensiz yaralıdır zaman, yıllar yaralı sararır içimde hüznün, ömrüm sararır belki kavuşamam sana, ölüm de gelir bulutlara yazdım seni yağmur yüreklim. (Berfin Yayınları)

Şizofreniye dair kapsamlı araştırma

Esme Weijun Wang’tan Şizofreni Üzerine. Ödüllü yazar, New York Times Çoksatanlar listesine giren kitabında kendi deneyimlerinden yola çıkarak şizofreniye dair kapsamlı bir araştırma sunuyor. Dürüst ve çarpıcı anlatımıyla, merak eden herkese bu gizemli dünyanın kapılarını açıyor. “Etkisinden kurtulamayacağınız, devrim niteliğinde bir eser.” Publishers Weekly “Berrak. Üzücü ve içten. “Wang kaleme aldığı 13 denemede daha önce yürünmemiş yollarda size eşlik ediyor. Şizofreni Üzerine  zekice yazılmış, beklenmeyecek derecede eğlenceli, sorgulayan, korkusuz ve eşsiz bir eser.” Los Angeles Times. (Bilgi Yayınevi)

Fantastik ve kötücül hale gelen öyküler

Mo Yan’dan İçki Cumhuriyeti. Hurafelerin, açgözlülüğün ve gerçeküstü olayların hüküm sürdüğü bu yozlaşmış diyarda, yetkililer tuhaf olayların yaşandığına, halkın ölçüsüz bir yeme alışkanlığına kapıldığına dair duyumlar alır ve olayları araştırmak üzere bölgeye emektar Müfettiş Ding Gou’er’i gönderir. Ancak soruşturma sırasında Ding’in gerçeklik duygusunu kaybetmesine neden olacak absürd hatta fantastik gelişmeler yaşanacaktır. Olay örgüsünün arasında da, İçki Yapımı Üniversitesi, Harmanlama Bölümü’nde doktora öğrencisi ve bir yazar adayı olan Li Yidou tarafından yazara yazılmış mektuplara yer verilir. Bu mektuplara birer kısa öykü de eklenmiştir. Ne var ki Li’nin her biri öncekinden daha fantastik ve kötücül hale gelen öykülerinde anlatılanlar gittikçe Ding’in İçki Cumhuriyeti’nde çektiği eziyetlere benzemektedir. (Can Yayınları)

Pratik bilgiler ve çözümler

Ebru Dorman’dan Hayallerin Ötesinde Yaşamak. “Dünya Devlerini Yöneten 50 Türk Yönetici” arasında anılan ve üst düzey yöneticiliğinin yanında hayatı da dolu dolu yaşadığına inanan yazar, hem gençler hem de karar noktasında olan herkes için samimi bir sohbet havasında kaleme aldığı bu kitabı ile bir yandan kılavuz niteliğinde pratik bilgiler veriyor, bir yandan da olası zorluklara yönelik harika çözümler sunuyor. Mahalle ilkokulundan Harvard’a uzanan ilham dolu eğitim yolculuğunu; 17 yılı yurtdışında geçen ve başarılarla dolu 25 yılı aşkın kariyerini; başarılı, mutlu, sağlıklı bir yaşam için tavsiyelerini; girişimcilik ve fırsat eşitliği konularındaki tecrübelerini paylaşıyor. (Destek Yayınları)

Bu sefer kaç kişiyi öldürecektir?

Cem Selcen’den Keskin Nişancı. “Yok!” demişti gece, uyku tulumunda kımıldanırken, o kadar yakınında olmak istemezdi ölümün. Onun uzaktan ve biraz da şeklen olmasını yeğlerdi. Kesinlikle istemiyordu bunu. Korkuyor muydu? Belki… Ama o asıl biraz öncesini, avın az sonra ne yapacağını bildiği, nefeslerinin aynılaştığı, birbirlerine teslim oldukları anı seviyordu. Kimin, ne zaman ve hangi sokakta vurularak öleceğinin bilinmediği yeni bir dünyada, hayat olağan akışında sürüp gitmektedir. Keskin nişancı, verilen görevi yerine getirmek üzere bir binanın çatısına yerleşir ve süre işlemeye başlar. Bu sefer kaç kişiyi öldürecektir? (Doğan Kitap)

44 ülke gezen bir gezginin anıları

Sait Eruçar’dan Serüven – Hayallerin Peşinde. Kitap, kurumsal hayatta yönetici olarak yoğun bir iş temposu içinde çalışırken “hayallerinin peşinden gitmeye” karar verip kendisini bir yandan da önce dağlara, sonra yollara vuran, 44 ülke ve 200’ün üzerinde şehri gezen bir gezginin anılarını samimi bir dille tuttuğu günlükler vasıtasıyla sunuyor. Yazarın dağcılık yolu, Türkiye’deki Ağrı Dağı da dahil pek çok dağ faaliyetinden İran’daki Demavend Dağı’na, Gürcistan’daki Kazbek Dağı’na, İtalya’daki Dolomitler Dağı’nın zorlu rotalarına, Tanzanya’daki Kilimanjaro’ya ve efsanevi dağcı Reinhold Messner’le tanışmaya doğru giden heyecan verici bir yolculuğa uzanıyor. (Doğan Solibri)

Hayata her an yeniden başlamak mümkün

Ege Soley’den Başka. Bazı şeyler var hayatta, insan yapana kadar yapabileceğini bilmiyor. Daha fenası, inanmıyor da elinden gelebileceklere. Çizeceği resimlere, söyleyebileceği şarkılara, anlatacağı hikâyelere inanası gelmiyor. Kendini bitmiş, elindekiler çoktan tükenmiş gibi hissediyor. Oysa hepimizin içinde, coşkuyla açabilmek için doğru topraklara ekilmeyi bekleyen tohumlar uyuyor.

Yazar bu kez “bambaşka” bir yolculuğa çıkıyor. İngiltere’de siyaset eğitiminin ardından her şeye sıfırdan başlama kararıyla, kendini Paris’te bir çiçekçide çırak olarak çalışırken bulan Ege’nin deneyimleri, bize bu mesleğin hiç tahmin edilemeyecek kapılarını aralarken hayata her an yeniden başlamanın da mümkün olduğunu hatırlatıyor… (Doğan Novus)

Mahkumların yaşamları

Kemal Varol’dan Kara Sis. Yazar, külliyatının en yeni parçası kitapta, birbirlerine hikâyelerini anlatarak varlıklarını sürdüren mahkumların mevcut zaman içinde ve zaman dışındaki yaşamlarını konu ediniyor. Mesut Hoca’nın anlatıcı gözüyle büyüyen ve perdeye yansıyan roman, yeni gelen mahkûmun, müebbet Barana’nın gizemli ve kendini açmayan mühürlü dudakları arasındaki sırra odaklanıyor. Günaşırı türlü bahanelerle dövülen Barana kimdir, ne suç işlemiştir, neden susmaktadır? (Everest Yayınları)

Dünya’ya gelmiş olmak her şeye değer

Günther Anders’ten Umutsuzsam Bana Ne! Değilmişim Gibi Devam! Daha önce İnsanın Eskimişliği adlı iki ciltlik önemli yapıtını da yazarın (1902-1992) Günlükler’i, filozofun II. Dünya Savaşı ekseninde Avrupa ve ABD’deki hayatına dair izlenimlerinin yer aldığı bir kitap olmakla kalmıyor, harabeler ve Hollywood kostümlerinden müze kültürüne, Holocaust’tan atom bombasına ve savaş sonrası Almanya’nın ruhsal portresine kadar birçok konuda çarpıcı sorular ve yorumlarla dolu felsefi bir metin kimliğine de bürünüyor. Hollywood’da temizlik işçiliği yaptığı dönemle başlayan, yirmi beş yılı kapsayan paragraflardan oluşan günlükler, özneliğe meraksız, kendini önemsemeyen, “Dünya’nın haline direnme düşüncesinin açık sözlü oksijeni” bir filozofun, sürgün yıllarından başlayıp elinin ayağının tutmadığı “morukluk günlerine” dek devam eden “zarif nezaketsizlikleri”dir bir anlamda. (İthaki Yayınları)

Türk toplumunun tarihi derinliklerinde bir gezinti

MUuhittin Imıl’den Devşirme: Asker ve Mürit. Asker ve müridin aynı anda görüldüğü devşirme sisteminin modern dönem Türkiye’sine de önemli yansımaları söz konusu. Ancak ordu ve tarikatlar benzeştiği kadar ayrışırlar da. Ordular bu dünya ile, tarikatlar her iki dünya ile de ilgileniyor. Ordular, kuralcı ve kitabi hayatlar önerirken tarikatların cezbeli bir yaşantıları var. Bu eser, her türlü tarikat ve cemaat düzeninin, ordu ve devlete uygulanması durumunda çözülmenin kaçınılmaz olduğunu anlatıyor. -Prof. Dr. Abdülhaluk Çay, E. Devlet Bakanı/Akademisyen. Bu kitapta okuyucu, Türk toplumunun tarihi ve sosyolojik derinliklerinde bir gezintiye çıkarılıyor. Devşirme, devletin temel kurumlarından olan ordu yapılanması ile kendini ve aklını şeyhinin eline teslim eden tarikat ve cemaat yapılarını karşılaştırıyor. -Necati Gültepe, Tarihçi / Yazar. (Karakarga Yayınları)

Yaralı ruhlara şifa verecek güzel sözler atlası

Kemal Sayar’dan Bir Kalbi Kırılmaktan Koruyabilsem. “Kitapta zaman zaman bir sohbet edası ile sizinle konuşuyorum, zaman zaman da bilmişlik taslıyor, derin mevzulara giriyorum. Bazen aradan çekiliyor ve o konuda düşünmüş ve hissetmiş yazarlara, şairlere kulak veriyorum. Bazen de kendimi tutamayıp meşk ediyor, içimdeki şairi serbest bırakıyorum. Bazen psikiyatrist konuşuyor satırlarda, bazen şair, bazen varlığın heybeti karşısında büyülenmiş bir şaşkın.” Kitap, yaralı ruhlara şifa verecek bir güzel sözler atlası. (Kapı Yayınları)

Grev direnişçiliğine uzanan bir öykü

Jorge Amado’dan Jubiabá. Kitap,1938’de Fransızcası yayımlandığında, dönemin içe bakış ve kelime oyunlarına dayalı modernist roman anlayışına göre metni yavan bulan André Gide’in tersine Albert Camus’yü çok heyecanlandırdı. Bir kere, fazla “kaba”ydı. Düz bir çizgide ilerleyen ve melodrama yaslanan bir tefrika roman türündendi.” Bunu her fırsatta dile getiren Brezilyalı yazar, onu dünyaca üne kavuşturan romanında, Antônio Balduíno adlı siyahi bir öksüzün serserilikten boksörlüğe, sirklerden tütün plantasyonlarına ve en sonunda grev direnişçiliğine uzanan aşk ve macera dolu uyanış öyküsünü anlatıyor. (Kırmızı Kedi Yayınları)

Bir ailenin yaşama tutunma serüveni

Veysel Boğatepe’den Kırık Kilit. Yazar, iç içe geçmiş çok katmanlı olayları alegorik bir üslupla kurgulayarak okurunu İran, Türkiye, İsveç ve Amerika gibi dört farklı ülkede uzun bir gezintiye çıkarırken aynı zamanda da 1979 İran’ı ile 1980 Türkiye’sinden kesitler sunuyor. Şah Rıza Pehlevi’nin on iki adamından biri olan ve dönemin istihbarat örgütü Savak’ta üst düzeyde görev yapan Muhammed Alishahi, Yeşil Devrim’den hemen sonra ailesiyle birlikte ülkesini terk ederek Türkiye’ye kaçar. Bir süre sonra da 12 Eylül askeri darbesine yakalanır. Ankara’nın kaos ve kargaşa ortamında bir yandan yaşam mücadelesi verirken diğer yandan da peşine düşen gizli örgüt elemanlarından korunmaya, gizlenmeye çalışır. (Kora Yayın)

Yasalara karşın keyfî iradenin egemenliği

Mehmet Başaran’dan Öğretmeniz Acıya Sürgün. Yazar kitabında, çok güç koşullarda bilgi taşımayı kutsal bir görev bilen köy öğretmenlerini, toplumcu ve gerçekçi bir anlayışla ele alıyor. Devrimci, ilerici, aydın öğretmenlerin yoktan var ederek ortaya çıkardığı maddî ve manevî yapıların, eğitimi ve okumayı bir düşman gibi görenlerce nasıl yıkıldığını, “meslekî etikten taviz vermeyen öğretmenlerin nasıl kıyıma uğradığını öyküleştiriyor. Kitapta, gerici baskılara direnen öğretmenlerin iftiraya uğramasını, bir kurt kapanına düşürülmesini ve yasalara karşın keyfî iradenin egemenliğini de okuyoruz. (Literatür Yayıncılık)

Yaratıcılık konusunda bulunmaz bir rehber

Ryan Holiday’den Ölümsüz Satış Rekortmeni – Uzun Ömürlü İşlere İmza Atma Sanatı. “Saman alevi gibi bir anda yanıp sönen işlerin dünyasında, kalıcı başarının nasıl mümkün olacağını bu kitaptan öğrenin!” – The Financial Times – “Bunu Ryan Holiday’in son kitabı için de söylemiştim ama yine söyleyeceğim: Elinizdeki, Holiday’in en iyi kitabı! Kesinlikle ölümsüz bir satış rekortmeni olacak! Kitaptaki her satır çok gerçek. Ölümsüz Satış Rekortmeni, gerçek dünyada yaratıcılık konusunda bulunmaz bir rehber.” – James Altucher, yazar – (Maltepe Üniversitesi Kitapları)

Balabey ve Türkan’ın aşk öyküsü

Gönül Eken’den Bu Gözlerin Hikâyesi. Balabey en büyük hayalini gerçekleştirmeye artık çok yakındı, kendine İstanbul’da sıfırdan yeni bir kimlik inşa ediyordu. Bu uçsuz bucaksız, taşı toprağı altın şehir İstanbul için küçük, Balabey için ise büyük bir adımdı. Zonguldak’ta geçen o güzel günlerini her zaman özlemle arayacak olan Türkan’ın ise içi buruk, yüreği endişelerle doluydu. Ancak ailesinden aldığı güçle tüm değişimi kucaklamaya hazırdı. Zaten demezler miydi; her ayrılık hikâyesinde mutlaka bir tutam hüzün olur. Yazar romanında, Anadolu’dan İstanbul’a göç edip, kesişen hayatlarıyla Balabey ve Türkan’ın aşk öyküsünde, okurunu umut ve sevginin çiçek açtığı bir dünyaya davet ediyor. (Mona Kitap)

Ahlak ve siyaset felsefelerine dair

Steven Nadler’den Spinoza’nın Etika’sı – Bir Giriş. Kitap, felsefe tarihindeki en dikkat çekici, önemli ve zor kitaplardan biridir. Eşzamanlı olarak metafiziğe, bilgiye, felsefi psikolojiye, ahlak ve siyaset felsefelerine dair bir incelemedir. Spinoza’nın ünlü geometrik yönteminde Etika, onun Tanrı, Doğa, insan ve mutluluk üzerine radikal görüşlerini ortaya koyar. 2006 tarihli bu geniş kapsamlı giriş çalışmasında Steven Nadler, Etika’nın argümanlarını ve öğretilerini açıklar ve Spinoza’nın sonu gelmez bir şekilde insanları etkileyen fikirlerinin çağdaşları tarafından neden tedirgin edici bulunmuş olabileceği sorusunun yanında, bu fikirlerin günümüzde neden hâlâ güncelliklerini korudukları sorusunu da cevaplar. (Say Yayınları)

Bir kız ve sıra dışı bir sevda hikâyesi

Nur Yazgan’dan Leyla. İstanbul’un geçmiş dönemlerinde geçen masalsı bir anlatı, Leyla. Bütün şehri bir anda saran ve ancak birkaç seçilmiş kişiye bulaşamayan gizemli bir hastalık, herkesin birbirine kuşkuyla baktığı bir toplum, sırlar içinde doğan ve bir depremle kaderi değişen bir çocuk, vesveseli kişiliğiyle kendi kabuğuna çekilen bir Sultan, saray müzevirleri, Hakikat Ağacı’ndan beslenmiş, kelimelerin sırrına ermiş bir kız ve sıra dışı bir sevda hikâyesi… (Sia Kitap)

Sinema dünyamız, rüyamız, aşkımız…

Cemil Can Bıçakçı’dan Gönül Penceremden Yeşilçam. “Sinema bizim dünyamız, rüyamız; büyük tutkumuz, aşkımız… Sen de anılarınla bu aşka, dayanışmanın, paylaşmanın, bir olmanın başrolde olduğu o eşsiz günlerimize kitabınla ışık tuttuğun için çok teşekkür ederim… Yaşasın sinema…” Hülya Koçyiğit. “Kezban Paris’te filminin çekimleri için hazırlık yaparken Yönetmen Orhan Aksoy müthiş kadromuza Cemil Can Bıçakçı’yı da aldı. Onu çok sevdik ve film çekimleri boyunca Hülya, Cemil, ben hep bir arada olduk. Şimdi kitabıyla beni de her şeye rağmen çok özlediğim o Yeşilçam yıllarına götüreceğine eminim… Keyifle okuyacağım…” İzzet Günay. “Cemil Can Bıçakçı benim sadece dostum, kardeşim, arkadaşım değil, Yeşilçam’a, Türk Sinemasına emek vermiş güçlü bir sanatçıdır. Onun bu kitabını zevkle okuyacağınızı umuyorum.” Müjdat Gezen. (Siyah Beyaz Yayınları)

Çevre tarihinin belgelerini koruma

Salih Özbaran’dan Tarihçi ve Doğa. İlhan Tekeli’nin deyişiyle “Çok yönlü bir sorumluluk yüklenmiştir” tarihçi. Bir yandan “Türkiye’nin çevre tarihi yazımına katılmak ve çevre tarihi yazıcılığını özendirmek”, diğer yandan “Çevrenin değerlerini ve çevre tarihinin belgelerini korumak ve daha sonraki nesillerin kullanmalarına sunmak sorumluluğu” söz konusudur. Bu bağlamda elinizdeki kitap, önümüzdeki yıllarda tarihçiliğin çevre korunmasına ilişkin geçmiş olayları, olguları, sorunları, yıkımları ve önlemleri konu eden çalışmaların hız kazanacağına inanan bir tarihçinin -son tahlildeki-beklenti, dilek ve saptamalarıdır. Salih Özbaran. (Tarihçi Kitabevi)

Şiirlerde bir yaşam kesiti

İlhan Durusel’den Bizansın İncesazı. Buraya ayak bastım, siliniyor şimdi ayak izim. Örtün üzerimi, üşümesin. Heykelim. Kitapta yazar zamanın gizlediklerini dile dökme sanatını geliştiriyor. Toplumsal tarihten kişisel tarihe uzanan şiirlerde bir yaşam kesiti, bir duyarlık, bir öykü öne çıkarıyor. Yazar yazıyla yaşam, güncelle bellek, şiirle düzyazı arasında yepyeni tınılar çıkarıyor, şiirsel ezgiler yaratıyor. (Yapı Kredi Yayınları)

Aykırı insanlarının bir araya geldiği mekân

Patricia Highsmith’ten Küçük g – Bir Yaz Masalı. Hafta sonlarında burası Küçük g olarak bilinirdi, ama sabahın dokuz buçuğunda geçerli değildi bu isim. Zürih’in gezilecek yerlerini sıralayan turist rehberlerinden birinde böyle sınıflandırılmıştı Jakob’un yeri: “Küçük g”, müşterilerin bir kısmı eşcinseldir, ama başkalarına da açıktır anlamında.

Zürih mahallelerinden birinde, şehrin aykırı insanlarının bir araya geldiği bir mekândır Küçük g. Toplumun her kesiminden, farklı farklı cinsel yönelimlere sahip müşterilerinin hayatları, yirmi yaşındaki eşcinsel Peter Ritter’in sinema çıkışında öldürülmesiyle kesişir: Petey’ye âşık olan grafiker Rickie, terzi çırağı Luisa ve eşcinsellerden hiç hazzetmeyen ustası Renate. Hepsinin yolu Jakob’un mekânına düşer. (Can Yayınları)

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Hava durumu
-
-
-
Nem Oranı: -
Basınç: -
Rüzgar Hızı: -
Rüzgar Yönü: -
ANKET

Sitem nasıl?

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...