Eksiklerim ne de çoktur bir bilseniz, sevgili dostlarım.

Fotoğraf çekemem örneğin. Aşağıdaki virane, Giresun Atatürk Stadyumu’nun son vaziyetidir. Geçer iken, içlerim kan ağlayarak dokundum telefonumun kamerasına. İnşallah bir şeylere benzemiştir.

Diğer görsel ise umarım kiraz ağacına aittir. Gogıl amca’dan bilgi edinmek, fotoğraf indirmek gibi huylarım ve becerilerim olmadığı için küçük kızımdan rica etmiştim. Bunu atmış sayfamıza.

Kiraz ağacını bile tanımayan biriyim işte. Köy çocuğu olmamayı da eksiklik saydığımı okurlarım iyi bilir.

***

Sözü futbola getireceğimi sanmayınız. Beylik sözleri başkası etsin; bu stadyumdan Metin Oktay geçti, Cemil Turan geçti, Sanlı Kaptan geçti, Şenol Güneş geçti!!! Nasıl yıkarsınız? Demiyorum, bunları.

Bu işlerle ilgimin; Beşiktaş’ımızın tek bir haram puan almamasını gözlemlemek düzeyine indiğini söyleyebilirim. Ve elbette Giresunspor’un, Milli Takım’ın tüyüne zeval gelmesini de istemem.

Ben sadece, stadımızın katillerine ‘’Kınacı Ömer Amca’nın dükkânına uğramalarını’’ tavsiye edebilirim. Etim de budur, butum da.

***

Sözü siyasete getireceğim ama izninizle.

Bencileyin, sanıldığı gibi akp düşmanı falan değilim. Yalnızca; vatanımı kurtaran insanlara ayyaş denilmesini kabullenemedim. Türklüğü ayaklar altına aldık sözlerini sindiremedim. Ordumuzun şerefiyle oynanmasını, andımıza hakaret edilmesini, parti kongrelerinde şanlı bayrağımızın minder yapılmasını hazmedemedim.

Suç mudur?

Şükür ki, akpli kardeşlerimizin çoğu yanlışlarından kaçınmayı bildiler. Ortak ulusal değerlerimize geri dönmeyi başardılar.

***

Bir de ayrıca, diplomalı ekonomistiyim bu ülkenin. Çakma değilim yani. Paramızdan altı tane sıfır atıldığı halde doların 10000 liraya ulaşmasını da çözebilmiş değilim!!!

Bunun da akp hükümetince çözümleneceğine inancım tamdır.

***

Sözlerimi şehrimin akpli belediyesine getirmek de isterim ayrıca.

Belediye Başkanımız saygıdeğer Aytekin Bey’le bir alıp veremediğim yoktur. Severim, sayarım, başarılı olmasını dilerim. Uzatmayalım, danışmanlarından (ve bu kardeşlerimi etkileyen bir düzenbazdan) yana dertliyimdir ama!

Başkanımın dahli olduğunu sanmam. Bilgi Evi diye bir şey açıldı şehrimize. Ve ayrıca Çınarlar semtine yerel ürün dükkânları konduruldu. İyi ama bunlar bizim fikrimizdi yahu? BİLGİ YURDU’muzu zaten kurmuştuk, yerel dükkânları da deklare etmiştik, türlü çeşitli yazılarımızda.

Bir teşekkür edilmedi, düşüncelerimiz çalınırken, kırgınım.

***

Şimdi buradan sonrasını kendi adıma yazacağım. Derneğimizin tüzel kişiliğini de bağlamaz, yönetim kurulu arkadaşlarımı da bağlamaz, üyelerimizi de bağlamaz.

Sevgili Aytekin Başkanım,

Yıkılan Atatürk Stadyumu’nun yerine Millet Bahçesi açacağınız anlaşılıyor. Oysa bizim şehrimizde Türkiye’nin ilk millet bahçesi, yaklaşık 150 yıldır zaten var. Bence o yıkılan yeri kiraz ağaçlarıyla donatınız Sayın Başkanım.

Sonra, Fiskobirlik veya Sağra ile anlaşıp kirazlı ürünler ürettiriniz. Bisküvidir, çikolatadır, reçeldir, drajedir, lokumdur…

Biz bunları yapacağız Başkanım. Sözünü aldığımız bir hibe var, o paralar geldiği an şehrimizi mis gibi kiraz çiçeği kokutacağız. Nasıl olsa kamuoyu baskısıyla bize destek olmak zorunda kalacaksınız, o baskıyı beklemeyin Başkanım, şimdiden siz yapıverin. Kirazın anavatanı olmak kolay mıdır? Sakın ola fuzuli işlerle uğraşmayın. Ne yatıp yuvarlanması yahu?

Yarın sabah danışman kardeşlerim bu fikrimizi de önünüze getirirler, erken davranayım dedim.

***

Şehrimizi iyi tanırsınız Başkan’ım. Şimdi diyeceklerdir ki fesatlığın önde gidenleri; ‘’Bak bak bak, Gürsel Efendi danışmanlara çamur attı, oralarda kendi gözü var’’!!

Gözüm çıksın varsa, Aytekin Bey kardeşim. Aylardır bedenimdeki bir sıkıntıyla boğuşuyorum, ne olduğunu bilmeden. Yürüyemiyorum, oturamıyorum, otursam kalkamıyorum falan filan… Yarın sabahı göreceğimin garantisi yok. Ne beklentisi, ne danışmanlığı ne şusu, ne busu. Geçelim.

Ben canımın derdindeyim.

Bir de vatanımın.

Bir de şehrimin.

Bir de sanatın, edebiyatın, Giresun tarımının.

***

En güzeli, Arif Damar üstadın unutulmaz şiiriyle bitireyim; ”Haziran’da kiraz dalı / Çocuklar uzansın diye / Yere doğru / Eğilir”.

Sevgi ile saygı ile,

Gürsel EKMEKÇİ

CAN AKENGİN BİLGİ YURDU DERNEĞİ bşk