Millet Bahçemize geldim. Hava, yaz havası. Çay eşliğinde, şehrimin en iyi yazarı Hayrettin Günay abimi okuyorum. Herkese de salık veririm, cumartesileri Yeşilgiresun almayı unutmayınız. Duru Türkçenin yaşayan daha iyi bir örneğini bulamazsınız.
Şehrin ikinci en iyi yazarı Mehmet Aksu abim ise yalnızca bizim İzler’e yazıyor. Onu da okumamak eksikliktir, bilesiniz. Giresun’un Yaşar Kemal’i desem az olur. Çünkü Mehmet abi çok daha iyi bir kalem erbabı.
***
Buraya grafikerimize uğrayıp, yirmi dakika falan çalışarak geldim. İzler’imize Nisan sayısı için gönderilmiş yazıları okudukça mutlandım.
Hadi açık konuşayım, delirdim.
***
Ayhan Yüksel kolbastının gerçekte ne olduğunu yazmış. Orhan Sarımehmetoğlu yufka kültürümüzü. Seyfullah Çiçek Osman Ağa’yı yazmış. Hilmi Taşkın köy enstitülerini yazacak, Yaşar Akalın Orhan Veli’yi…
Bir yandan bugüne değin Osman Ağa’ya dergimizde yer vermeme inadımın hata olduğunu kabul ediyor, hatta memleket bu haldeyken, Cumhuriyet’in gerçek sahiplerine, “banisi” sıfatı ile ölenlere üzülüyorum.
Öte yandan İzler’imizi hâlâ yerel dergi olarak gören var mı, merak ediyor ve gülüyorum.
***
Çaya devam.
Manzaraya devam.
Hayrettin abi çok güzel yazmışsın yahu, tekrar tekrar okumaya devam.
En derinden sevgilerimle.
Gürsel Ekmekçi