a) anlatıldı, dinledim.. kaymak hanım diye bi teyze varmış bayaa bi eskiden.. ne güzel bi teyzedir, nasıl hoş bi muhabbeti vardır, Allah bilir?? sonra, akkız abla diye bi abla da varmış aynı mahallede.. ama esmer imiş.. olur öyle ne diyim.. ama, bi başka teyze var ki, ne duyulmuş, ne görülmüş; ismi ”cinsel hanım” imiş?? şaşırdım, elli kere sordum, tirebolu’da yaşamış harbi harbi böyle biri, adı cansel falan diğil ha.. ne hoş bi hitap; ”cinsel hanım teyze, nasılsınız”?? cevap; ”iyiyim oolum”..

b) barış manço’yu anımsadıkça ağlayasım geliyo.. gülpembe’ynen bi ilgisi olmalı.. (gız milleti havalara girmesin, babaannesine yazmış.. o da bi nevi cinsel hanım teyze’dür)

c) açık büfe kahvaltıda tabağını tıka basa dolduran, ama ilk olarak kızarmış patatesle kahvaltıya başlayan bi adamım.. benden dış işleri bakanı olmaz kardeşlerim..

ç) epeyce bi uzun süren soğuk algınlığımı, sevgili barmenim hayati şöyle yorumladı; ”abi, votka sana yaramadı”.. (oysa canım kardeşim halilim; ”rusların sürekli votka içtiğinden, henüz grip olmuş bi rus görülmediğinden” bahsettiydi uzun uzun)

d) fener-gassaray maçı öncesi, bi büfede ”iddaa” oynayıp, fenerbahçe’nin galibiyetine para basarken, meğer tam da arkamda bazı ADD’li gençlerim var imiş.. ne deseler; ”gürsel başkan fenere para bastı, çabuk bütün paranızı cimboma basın”.. güldüm tabi, eşşek sıpaları!!!

e) iki komşu ilçemiz.. piraziz ve bulancak.. dolmuşları da yan yana kalkıyo.. tesadüf oradan geçiyodum.. bi teyzem fırça atıyodu bulancak dolmuşu şoförüne; ”niye pirazize gitmiyun”?? (söylene söylene indi.. çok datlıydı)

f) bisiklet sürmek gibi.. bi kere öğrendin mi unutmuyon.. 20 sene sonra şehrine döndüğünde giresun garşılaması oynayabiliyon.. ilk günkü gibi..

g) kimi sanatçılar soyadı gullanmaz.. alpay misal.. veya nilüfer.. millet bayılır bu işe.. soyadı olmayan sanatçı daha makbuldur niyeyse.. oysa bi diş hekimi tabelasında bitek ”aamet” yazsa kimse gitmez yanına.. ne garip??

h) coni gitar adlı yarış atı, ayağı kırıldığı halde, seke seke yarışı tamamlayıp birinci olduydu.. gariptir, kimi atlar, yarış hayatları boyu hiç ikinci olmadılar.. coni de öyleydi.. eğer sağ ise Allah selamet versin gardeşime.. ingiliz atıydı, ama gerçek bi müslüman evladıydı!!

i) ”atın yolun kenarına / yar geçtikçe göre beni”.. aşık ali rıza yalçın..

j) çift taraflı bant denen şeyin nasıl mümkün olabileceğini asla tam olarak algılayamadım.. hep olmaz öyle şey dedim.. geçen, duvara bişey yapıştırmam gerekti, hayatta ilk kez elime aldım.. zor da olsa çözdüm mantığını.. işimi gördüm.. gerçi yine de tam beğenmiş diğilim, olmaz öyle şey..

k) duş almak için girerken ayaamı her defasında küvetin kenarına çarpmaktan yoruldum artık kardeşlerim.. bundan sonra hamama gidecem çimmek üçün.. (‘’ yâri esmer olan hergün hamamdan gelir’’ diye bi türkü var.. bu türküye saygılıyım.. ben de her Allah’ın günü, ‘’ooo apocuğum nerden böyle’’ diyenlere, ‘’hamamdan, hamamdan’’ demeliyim.. evet la)

l) cem karaca, meşhur ‘’namus belası’’ adlı şarkısında; ‘’düştüm mapus damlarına / öğüt veren bol olur / toplasam bu öğütleri / burdan köye yol olur’’ demektedir.. nerdeyse ilkokuldan beri bilip söylediğim bu şarkıdaki ‘’toplasam bu’’ gısmını yakın bi zamana gadar hep yanlış anladım, dünyada ‘’toplasambu öğüdü’’ diye öğüt çeşidi var sandım.. acep toplasambu ne demektir, veya toplasambu diye bi ilçe mi var diye çok düşündüm.. (siz de essahtan akıllı uslu bi herif diye okuyonuz beni)

m) -”çınarlar önü cami / acemisin acemi / beni mi çok seviyun / yoksa deyyus gocanı”.. giresun türküsü.. ugh..

(epey bi zaman önce yazmışım, idare edin)