Ülkemiz epeyce kritik bi öncesindeyken, başka konularda yazı yazmak kalemimin namusuna yakışmazdı şimdi. Nüfusun yüzde 95’inin siyaset uzmanı olarak doğduğu, yüzde 99’ununsa kendini Allah’ın bi hikmeti gözüyle gördüğü şehrimizde, seçim sandığı üzerine iki kelam da benim eylemem haktır sanırım. Bu hakkı, 1983’ten beri şu köşeye yazıyor olmaklığımdan kazandığımı düşünüyorum. Ayrıca, şehrimizde en okunan yazar kimdir, yanıtını hepiniz biliyorsunuz, bunu söylemek bana düşmesin! **** Yaklaşmakta olan seçim gününe ilişkin ana başlığım, kuşku yok ki koparılan ” şans” yaygarasıdır. Sözüm ona, ülkede rejim tehlikesi varmış ve bu görebileceğimiz son sandık olabilir imiş! Son şansın ve umudun ne olduğunu Mustafa Kemal; “Toroslarda dumanı tüten son bi yörük çadırı görene değin” sözcükleriyle tanımlamıştır. Çok şükür tütüyor dumanlarımız… Rejim değişikliği ifadesi ise beni hep güldürmüştür. Atatürk; saltanatı yıkan, ulusal egemenliği Türk Milleti adına Meclis’e veren gerçek bi lideridir. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devrimcisidir. Böyle bi insana hakaret edercesine, son 22 yıldır, yönetim biçimi yeniden “tek kişinin iki dudağı arası” yöntemine dönüşmüş, ülkede rejim zaten göz göre göre değişmiştir. Daha beter ne olabilir? İktidardaki akp, seçimleri yeniden kazansa, bundan öte daha ne yapabilir? **** Tek adam sistemi, vatanımızın yollarını yönüyle tıkamış, ayrıca siyasal İslam denen kavramın yüce dinimize verdiği zarar salt bizlerce diğil, tüm dünya diplomasisi görülmüştür. Hiçbi “enayi” olmadığı gibi, Ortadoğu’nun bu en kilit coğrafyasında din devleti kurulması hiçbi devletin yüz yıllık planlarına uygun da diğildir. Daha önce kırk ayrı memlekette, kırk kez yaptılar bunu, kırkında da çuvalladılar, dertsiz başlarına dert aldılar. Elbette ki akıllanmış olmalılar. **** Seçim trafiğinin son düzlüğüne girildiğinde, en gözde iki parti olarak chp ve akp’nin görüldüğü aşikâr… Başlayalım. 1) “Sana söz” sloganı dillerde güçlü bi yer edinmekle birlikte eksiktir. Atatürk’ün partisinin söz vereceği tek makam Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bizler ancak o anlarız, vaatler siyasal taktik gereği mi, yoksa Cumhuriyet’in bekası için midir? Ve diğer husus. Helalleşme. Cumhuriyet Halk Partisi’nin af dileyip helallik alacağı tek kişi de maalesef Atatürk’tür. Ardı sıra eksik bıraktıkları ve hatta yapamadıkları bunca şey için… Koruyamadıkları emanet için… Kimse macera aramasın. Kimse göz boyamasın. 2) İktidar partisine ise Cumhuriyeti’nin kurum ve kavramlarıyla daha fazla didişmemesini dilerim. seçim çok son büyük dünya her tarafından devlet zaman Türkiye  Bu işler boylarını aşar. Yineleyeyim öyleyse, kimse macera aramasın. **** Küçük bi şehirde yaşayan, her an göz göze gelen, günde yüz kere selamlaşmak durumunda olan insanlarız nihayetinde. Çok da kırıcı olmadan, yerel tahminlerimi yazıp bitireyim izninizle. Hem Tayyip Bey’in hem de Kemal Bey’in mitinglerini izledim. İnsan sayısı aşağı yukarı aynıydı. Tayyip Bey’i dinlemeye gelenler arasında nerdeyse hiç Giresunlu yoktu. Kemal Bey’in kitlesi ise, huyunu suyunu gayet iyi bildiğim ” mahalle” insanıydı. Sayısı hiç artmayan ve asla azalmayan… Anlaşılan… Giresun’da sonucu yine kırsal kesim belirleyecektir. Yer yarılsa, dünya yıkılsa bu insanların Tayyip Bey’den vazgeçmeyeceği kanısındayım. Her nedense çok zayıf bi kadroyla sahaya çıkan chp’nin ikinci bi “gol” atamayacağı fikrindeyim. Skorun yine 3-1 akp leyhine olacağı tahminindeyim. **** (Tüm yüreğimle başarılı olmalarını dilediğim Tkp, Tip ve Sol Partili dostlarıma da buradan birer selam çakayım. Elbette sabahın sahibi var… Ruhi Su ustamızdan öyle öğrendik. Umut ve sabır sizlerle olsun) (Yazı başlığı olarak ”sandık” sözcüğünü kullandım. Keşke gelinlik gız olsaydım da çeyiz sandığımı yazsaydım. Kesin, daha iyi bi yazı olurdu. ”Uçan da kuşlara malum olsun”) Sevgili dostlarım, Bu yazıyı okuduktan dört gün sonra, 14 Mayıs Pazar sandık başına gideceksiniz. O tarih, aynı zamanda Anneler Günüdür… Lütfen oylarınızı verirken analarınızı düşünün. Emdiğiniz süte halel getirmeyin. Anneler Günü kutlu olsun. Beni okuyan tüm analarımın ellerinden öpüyorum.