Bebeklerle oynanan bir tuhaf oyundu. “Akşam babam gelsin, seni bir bir bir anlatacağım” denir, henüz konuşma bilmeyen bebiş de parmaklarını tek tek sayarak oyuna katılırdı;
-Biy, biy, biy!
Matematikçe kıt zekalı bir millet oluşumuzun kökenini bu oyuna bağlamışımdır.
****
Engin Yüksel ortaokul 1’deTürkçe öğretmenimizdi.
İlkokul öğretmenimizden ilk kez ayrı düşmenin acısını yatıştıran ilk ve tek güler yüzlü eğitimciydi.
Sabahları okula koşa koşa gittiğimi bilirim.
****
Atatürkçüydü Hocam.
Duru Türkçe sözcük kullanma ustasıydı.
Her satırımda hakkı ve emeği vardır.
Vefat etmiş bugün.
****
Ben epeydir cenazelere katılmıyorum.
Cami avlusunun siyasal prim toplama yerine döndüğünü keşfedeli beri… Cami avlusunun kişisel sempati kazanma yerine çevrildiğini anlayalı beri…
Yazıklar olsun böyle insanlara…
Yan yana durmak istemiyorum.
****
Uzaktan yolluyorum dualarımı.
Zaman sonra mezarına bir gül bırakıyorum rahmetlinin.
Duygu sömürüsü yapılan hiçbir yerde beni göremezsiniz.
Nefret geldi çünkü.
****
Canım Engin Hocam…
Size de gelmedim bugün. Ama selanız verilirken nasıl ağladığımı gördünüz di mi?
Elbette mezar üstünüze uğrayıp anlatacağım size bir bir bir.
Siz gittiniz Türkçe kimlere kaldı?
Siz gittiniz edebiyat kimlere kaldı?
Siz gittiniz ben biraz daha yetim kaldım.
Yemin ederim bıktım adam müsveddesi görmekten.
Mekanınız cennet olsun canım öğretmenim.
Toprak sizi incitmesin canım öğretmenim.
Allah’ın nurunda uyuyun.
Gürsel A. Ekmekçi
Giresun Merkez Ortaokulu
1/D
No: 70