bilmediğin konuyu yazmayacan gardeşim..

PAZAR’LIK

ömr-ü hayatımda gogıl amca’dan bakarak bişi yazmış diğilim.. evime 20 metre uzaktaki halk kütüphanesi neden vardır?

***

bu konuda tek istisnam fazıl hüsnü dağlarca’dır.. bi türlü aklımda tutamam, yahu üstad sağ mıydı, ölmüş müydü?

aha şimdi açıp internetten baktım, 15 yıl önce vefat etmiş meğer?? bi ozan bu kadar mı ölümsüz olur?

ve eminim ki bikaç ay sonra yine aklıma düşecek, bakacam sağ mıydı deyu..

yaşarım

bir daha

okursa beni

biri daha..

böyle demiş bi şiirinde.. vaziyetimiz özetle budur..

***

benim derdim daha bi dermansız..

gülmece kitapları yazdım güya.. kim okusa;

-çok ağlattın bizi be gürselciim, diyerek kutladı..

***

kaç sene önceydi..

şiir cd’si yapmaya karar verdim.. uydur kaydır dizelerimi, bi tiyatro üstadı seslendirdi, konservatuvar hocası bi dostum ezgilendirdi, essahtan şiire benzediler.. unkapanı’nda bi firma beğenip, 2000 adet basmaz mı bi de?. ula sonunda kötü yola düştüm diye gülmekle birlikte cd saabı da oluvermiştim..

halen türkü kaseti yaptım sanan var..

***

bi ay oldu olmadı, yeşilgiresun’daki bi köşe yazımda tamamen tesadüf bazı yerler uyaklı olmuş.. valla bilerek bişey yapmadım..

tebrikler dün gece bile sürüyordu;

-gardeşim gastedeki şiirin harikaydı!

alışkınım, bozuntuya vermemeyi öğrendim, ula ne şiiri falan demedim..

***

içimde ukdedir.. 10 tane kadar giresun türküsünü çok sesli halde bi kasette toplamak.. yapamadan ölür isem, ki ölür ise ten ölür malum, gözüm açık giderim..

tek kaygım şudur, derler mi acaba ardım sıra;

-la aldınız mı, bizim apo 10 farklı şekilde ezan okumuş?

***

sözü şuraya getirecem, az iki dakka daha okuyun bakiim..

araştıramadım, bi sonuca erdiremedim, emin diğilim, tam bilgi saabı da sayılmam..

-”böyle bi format yalnızca alevi deyişlerinde vardır” diye kesip atmak isterim de.. mahçup olurum sonra..

ama muhtemelen öyledir.. neden mi söz ediyom; kimi alevi deyişlerinde dörtlükler, biter gibi olur, ama bitmez.. bi sonraki dörtlüğün ilk dizesini de duyurup devam eder.. örnek vereyim;

”ötme bülbül ötme şen değil bağım / dost senin derdinden ben yana / tükendi fitilim eridi yağım / dost senin derdinden ben yana yana /deryadan ayrılmış sellere döndüm”..

oldu mu size 5 dizeli bi dörtlük? yo hayır, tam öyle sayılmaz.. bu son dize, bi dahaki dörtlüğün ilk dizesidir ve şiir-türkü böyle sürüp gider..

anlaştık mı?

***

böyle bi tarz neden vardır? bi sonraki dörtlük hangi nedenle duyurulur? buradaki sanatsal duruş nerededir? dünya edebiyatında başka örneği var mıdır?

inanın bilemiyorum..

bizi öz kültürümüzden koparan sünni-nakşi zibidiler düşünsün..

***

ehhh ben de haber vereyim şimdi, bi sonraki dörtlüğü, büyük şair ahmet kaçar ile ilgili bişey

yazacam.. bana, yaşayan tek ahmet kaçarolog, canımın içi yaşar çakır ağabeyim anlatmıştı..

-”şimdi gürsel, giresun’dan falanca abin, bigün ahmet kaçar’ı ziyarete geldi görele’ye.. yahu ahmet abi ben sürekli aşık oluyom, bi de sana sorayım, şair gözüyle ne dersin bu işe bakalım dedi”..

-”kaşınmış.. hahahahaha.. eyvah!!”

-”ilkokulda bi gıza aşıktım.. sonra ortaokulda da.. sonra lisede de.. üniversite gazanıp gittim, orada da aşık oldum.. askere gidip köye döndüm köyde de aşık oldum.. öğretmen oldum sonra, okulda da birine aşık oldum.. şimdi bile birine aşığım, bu nasıl bişidir be ahmet abi dedi”

-”eyvahhhhh”

-”ahmet kaçar durdu durdu.. oolum sen aşık diğil, kızağan olmuşsun dedi”..

(kahkahalar, kahkahalar, tepinerek gülmeler)

***

yine haber vereyim hadi, bi sonraki mevzumuz büyük şair fuzuli..

bunu da yaşar çakır abim sayesinde ezberledim.. muhtemelen bi bölümünü kafadan sallayarak okumuştur yaşar abim, benim de birazını sallayacağım kesindir;

”kalem olsun eli ol katib-i bed tahririn / ki fesad-ı rakamı surumuzu şur eyler / gah bir harf sükutiyle kılar nadiri nar /gah bir nokta kusuruyla gözü kör eyler”..

(çirkin yazı yazanın eli kurusun / yanlış yazması düğünümüzü kavga eyler / bazen bir harf eksiğiyle nadiri ateş eyler / bazen bir nokta kusuruyla gözü kör eyler)

***

demem şudur aziz ve muhterem kardeşlerim,

geri zekalı sünni kültürü bizleri nasıl asıl köklerimiz olan alevilikten koparmışsa, cumhuriyetin ”modern bağnaz” aydın müsvetteleri yüzünden de divan edebiyatına tavırlı büyüdük..

-”halk edebiyatı her konuyu işlerken, divan edebiyatı bitek aşk konusuna takılıp kalmış, pöhh be gardeşim” diyip diyip dudak büktük..

oysa ahmet kaçar ne güzel sokmuş lafı.. bütün edebiyatçılar kızağandır aslında..

kızağan olmayan adam tekbi kelime yazı yazamaz.. nooldu neden bozuluyonuz, ahmet kaçar’dan daha iyi mi biliyonuz ????

cümleten sağlıklı pazarlar dilerim.. önce Allah’a sonra Türk hekimlerine emanet olunuz..

dr gürsel ötker

giresun ünv tıp fakültesi üroloji hastanesi top çarpması sonucu gavunç olmuş erkekler servisi uzmanı