Giresun Sanat

ÇANAK ÇÖMLEK

ÇANAK ÇÖMLEK
Gürsel EKMEKÇİ( gursel@sanatlayasam.net )
23 kez
29 Aralık 2023 - 0:38
(mugabele adlı kitap dosyamdan devam)
ÇANAK ÇÖMLEK
ilk yazmam diğil bunu.. ilk yaz akşamıydı.. ramazan..
hani, bi sokağın ortasından yavaş yavaş şey ediyordum, ufak çocuklar şey oynarken, bişey olduydu.. deliler gibi de sevindiydim bi güzel..
ne dedim şimdi ben yaa, valla gendim de bişi anlamadım.. dur baştan aliyim; demek istiyom ki besbellim, bu konuyu daha önce de yazmıştım ucundan bucağından.. güzelce bi nisan gecesiydi, hava fıstık gibi kararmıştı, yolda saklambaç oynayan çocukların ortasında kaldım idi bi an..
yaşantımın, gelmiş geçmiş en mühüm anıydı, unutulur gibi diğildi..
hah..
****
gözlerimin önünde oldu herşey, anbean yaşadım gelişmeleri..
iftardan hemen sonrası olsa gerektir..
bi arabanın arkasına saklanan çocuklar, giysilerini değiş tokuş edip, ebe çocuğu aldattılar.. ebe çocuk sazan gibi oltaya düştü.. göz göre göre çanak çömlek çatladı, ne güzel de denk geldim.. gurban olayım..
tüm veletler avaz avaz; ‘’çanak çömlek çatladı / çanak çömlek çatladı’’ diye tempo tutarken çoktan ben de katılmıştım tezahürata.. ey gidim, en yüksek ve en coşkulu sesle bağırandım da hem..
çevreme bakınıp durdum.. gelip geçen fani insanlara.. dünyası küçük, guş beyinli zibidilere.. haberleri bile yoktu, nooluyordu bu sokakta??
****
gece, evde haberleri açıp bekledim..
– ‘’iyi akşamlar sayın seyirciler, bu akşam, saat 20:30 sularında, giresun çayırboğazı sokak’ta bi çanak çömlek çatlama vakası yaşandı.. olay esnasında oradan geçmekte olan ünlü yazar gürsel apo ekmekçi’nin gönül tellerinden vurulduğu görüldü.. derhal giresun devlet hastanesi ‘’yürek aluğu servisinde’’ yoğun bakıma alınan gıymetli yazarın hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi’’..
böyleyken böyle işte..
****
sokakta oyun oynayan yaramaz çocukları çok sevdim oldum olası..
ailemizden, yaramaz bi çocuk çıktığı pek de söylenemez, bu duyguyu tam yaşayamadım, belki de ondandır.. mesela ben padişah gibi büyüdüm, o gadar ki ağırbaşlıydım.. ablam da öyledir misal, en azından bi kontes, hadi bilemedin düşes sayılır.. ikimizin de hiç, rahmetli babamızdan bi fırça olsun yediğimizi anımsamam..
gencecükken, bi gece yarısı eve kör kütük sarhoş geldiydim, güya ışıkları açmadım, geldiğimi duyurmadım kimseye.. karanlıkta, önüme ne çıktıysa devirmiştim, aksilik olacak ya.. öyle bi gürültü çıkardım ki; ard arda sandalye, vantilatör, temizlik kovası, devetabanı çiçeği saksısı ve kapı üstü askılığı devirmiş bi herif olarak..
uykusuna ara verip, bitek; ‘’pes’’ dediydi babam..
hiçbi şeye kızmazdı zaten o.. yalnız, bi keresinde, abim herhalde tüm mahalleyi yakmış olmalı, babam çok sinirlenmiş gibi yapmış ve abimi terlikle dövmüştü.. çok küçüktüm, ama gayet iyi anımsıyorum, abim dayak yiyordu, görmiyim bari diyerek bi koltuğun arkasına saklanmıştım..
yıllar sonra babam o geceyi; ‘’ben çocuklarıma kıyabilir miyim, canı yanmasın diye yavaşça poposuna vuruyordum’’ diyerek anlatacaktı.. abimse, bi minderi siper edinmiş, kıkır kıkır gülermiş o dayağı yedikçe..
meğer olan yine bana olmuş’muş o gece.. gendi gendime korkup, boşuna üzülmüşüm..
oysa, o gadar minik yaşta olmasam, abimin tişörtünü giyip, koltuğun arkasından çanak çömlek çatlatmayı becerir de kurtarırdım garanti..
terlik denen ebe’den, abimi..
****
büyüdüm, korudum hep sokakta oynayan çocukları, uyuz esnaftan, ”gidip başka yerde oynayın” diyen öküz büyüklerden..
****
dünyaya, ‘’arkadan terlik fırlatıp, çocuklarının gafasına tam isabet ettirme’’ uzmanı olarak indirilmiştir canımın içi annem..
evden hiç çıkmadan hep oyuncaklarımla oynuyom, sürekli defterlere-ajandalara bişiler yazıp karalıyom deyu günün birinde ben de isabet almıştım o terlikten..
anlatiyim..
ailecek plaja gidilen bi gündü.. kırmızı-beyaz radyo pillerinden gendime basketbol milli takımı eylemiş, hayali bi potaya smaç yaptırıyordum.. gitmek istemedim plaja..
o piller hep birer milli basketçi idi; biri ezaacıbaşı’lı efe aydan, biri efes’li gara mehmet, biri kolej’li aytek, biri bizim Beşiktaşlı battal, biri doğan, biri melih.. ne plajı, oynuyordum işte evimde??
yaklaşık on metrelik hol mesafesinden gafama terliği yediğimde; ‘’ula oğlum, sen deli mi olacan, efsane mi kesilecen başımıza, ahabu nasıl bi oyun, çabuk mayonu al da gel’’ demişti annem..
gitmedim, yine de gitmedim.. o gün bu gün hunisiz zırdeliyim..
****
şu sıralar, hayattaki üç büyük arzusu; ‘’kayak yapabilmek, güzel şarkı söyleyebilmek ve ingilizce gonuşabilmek’’ olan annem üçün genel bi formül üretmekle meşgulum..
nasıl desem.. çayırboğazı sokağı’nı karla-buzla kaplatsam örneğin.. sihirli değneğime bi dokunsam sonra.. annem usta bi kayakçı endamıyla, bi yandan da ingilizce şarkılar söyleyerek oradan geçmeye başlasa..
kaysa, kaysa, kaysa..
dünyanın en güzel evine geri gitse..
biz de ordaymışız.. babam, ablam, mindere gizlenmiş abim..
ben koltuğun arkasında ağlıyormuşum..
çanak çömlek hiç çatlamıyormuş..
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Hava durumu
-
-
-
Nem Oranı: -
Basınç: -
Rüzgar Hızı: -
Rüzgar Yönü: -
ANKET

Sitem nasıl?

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...