seçim sabahı..

uyumak mümkün diğil tabi..

her iki cenahta da bolca bulunan vasıfsız, bilgisiz, edepsiz, erdemsiz ve nihayetinde karaktersiz kişiler, kıramıyo işte, şevk ve heyecanımı ne yapsalar..

ahabu saatte sandık başına gidecek halim yok ya, oturup iki dakka yazımı yazayım bari dedim kardeşlerim..

geceleyin her ne kadar “gidip de oy vermeye değmez bunlara yahu” diyip söylene söylene uyusam da “vatan” diye bişey var..

sabah; onca şehidin hatırasını bu pis heriflere mi bırakacam, diye uyanırım hep..

***

yerine geleceklerin “sütünden” çok büyük kuşkular duymakla birlikte, bu akp zihniyetinden bi an önce kurtulmamız gerektiği kanısındayım..

çocuklar, bandolar ve müzik için..

***

anlatayım;

biz tıfılken, 5 tane ulusal bayram mevcuttu.. okul bando takımları cadde ve sokakları inletirdi her bayram..

misal, bizim cumhuriyet ilkokulu bandosunun majörü bendim.. 2 nolu marşımız “gel gel güzelim”, 3 nolu marşımız “alaman gızları” ve 4 nolumuz ise “beş para ver” adını taşırdı.. borazan, trampet, zil ve büyük davuldan oluşan bandomuza sırasıyla bunları çaldıra çaldıra arşınlardık ana caddeyi ve şehir meydanını..

henüz 12 eylül olmamış, bayramlar fuzulice ve faşistçe stadyumlara alınmamıştı..

***

hemen hemen tüm okulların marşları bu ve benzeri ezgiler idi.. biraz daha değişik ritmler çalabilen okullara “oooooo” der gibi bakılır, erkek okullarına ait bandoların (elbette inadına) daha bi volümlü yürüdüğü görülürdü..

kız teknik lisesi bandosu var mıydı, şimdi belleğim mi uydurdu bilemedim, sanki bunların da tam tersine, sesleri pek cılız ve narin mi çıkardı? bu mini etekli genç kızlara yan gözle bakan tekbi deyyus doğmamıştı henüz..

“vay be bizim gızlara bak, ne güzel de çaluyular” idi, taşınılan duygu..

***

konu bando olunca, giresun gazipaşa ilkokulu bandosunu ayrı tutmak lazım gelir..

majörü olduğum bandonun enn büyük rakibi olan bu çocukların borazan diğil, herkesten farklı olarak melodika ekibi vardı, iyi mi? hemen arkalarında yer alan trampet ve zilcilerle birlikte “beethoven” çalarak yürürdü bu keratalar.. bizim fikret, dr ruşen falan da o ekipteydi..

gıpta etmemek elde diğildi..

***

giresun’da bazı ailelerden hiç iyi adam çıkmaz.. bu onursuz bişeydir, yüz tane aile sayarım, boşverin..

giresun’da bazı ailelerden hiç akıllı adam çıkmaz, bu güzel bişeydir, on tane aile sayarım, şimdilik dursun..

giresun’da bazı ailelerden hiç boş adam çıkmaz, bu muhteşem bişeydir, üç tane aile anca sayarım, hadi birini açıklayayım..

***

topallı ailesi..

Allah’ın bi hikmeti olan genler, bu sülalede bi başka türlü birleşmektedir.. topallı soyadı taşıyan herkes, nasıl olur bilinmez, birer deha olarak yeryüzüne inerler..

eğitimli, sanatsever, galemi guvvetli, mizahçıl, asil…..

ve iddia ediyorum ki, gazipaşa ilkokulu çocuklarına melodika çaldırmak, 70’lerin giresun’unu beethoven ile gönendirmek, okul müdürü sevgili muvaffak topallı amcamın fikri olsa gerektir..

Allah nur içinde uyutsun..

***

(ula ruşen, bu konuyu bugüne gadar neden gonuşmadık, u da ayrı bi rezalettir, yaz bari hagigati, merak ettim aha)

***

o günlerden kendimle ilgili kalansa, mandolinimle santa lucia falan çalabilmişliğimdir.. parçanın bazı yerlerinde akor basan minik parmaklarımı, çıkan o armoniden sonsuz keyif alan minik kulaklarımı iyi anımsıyorum..

farkında olmamışım o yaşta.. çok sesli müzik dünyasına sokmuş mandolin hocam beni.. yıllar sonra timur selçuk’un huzuruna çıktığımda mahçup etmemiş beni o ilk atılan temel..

benim sevgili müzik öğretmenlerim mehmet taşpınar ve timur selçuk da nurlarda uyusunlar inşallah..

***

kardeşlerim,

seçim denen şey vatanımızda artık siyaset ötesi bişey olup çıkmıştır.. beethovenli, santa lucialı, armonili zihniyet mi, yoksa geri kafalı, sanat düşmanı ve üstelik arsız zihniyeti mi tercih edeceğiz?

atılacak oy budur..

cümleten sağlıklı pazarlar dilerim.. önce Allah’a sonra Türk hekimlerine emanet olunuz..

prof dr gürsel ötker

giresun ünv tıp fakültesi ruh ve sinir hastalıkları hastanesi deliymiş deliymiş de dağlardan inmeymişler bölüm başkanı