Giresun Sanat

İSMET NEDİM’LE ANILARIM-4

İSMET NEDİM’LE ANILARIM-4
22 kez
01 Nisan 2024 - 22:22
19 Mart 2024 tarihinde aramızdan ayrılan ünlü ses sanatçısı ve bestekar değerli dostum
İsmet Nedim’le ilgili anılarıma 4.bölümle devam ediyorum.
KENDİ KONSERİNE NİÇİN RÜŞVET VEREREK GİREBİLDİ?
Başlık size ilginç geldi, değil mi?
Olay, aynıyla vaki!
Ankara Radyosu mikrofonlarından adını tüm Türkiye’ye duyuran ve “TSM’de reform
yapan sanatçı” tanımıyla Türk Müziği literatürüne adını yazdıran ses sanatçımız ve bestekarımız, yaptığı yenilikleri test etmek amacıyla Ankara Büyük Sinema’da bir konser verme kararı alır.
Hazırlıklar günler öncesinden başlar.
Artık her şey hazırdır.
Peki, nedir yaptığı yenilikler?
Sanatçımızı dinleyelim:
“Musiki kaideleri bestekârların eserlerinden çıkar. Kaidelere göre beste yapmak aynı
şeyin tekrarı demektir. (…) Özgür olmayan bir sanatçı yaratıcı olamaz! Yaratamayan bir sanatçı da sanatçı sayılmaz. Hiç elleri bağlı bir ressam düşünebilir miyiz?”
Sanatçımız, 9 yıl Ankara, 13 yıl da İstanbul Radyosu’nda çalışır ve Batı Müziği
bilgilerini, Türk Musıkisi bilgileriyle birleştirince, yeni bir beste anlayışı meydana getirir. Musiki otoriterleri, bu yeni anlayışa “Hafif Türk Sanat Müziği” ve “Çok Sazlı Türk Müziği” adlarını verir.
Nitekim sanatçımız, o zamana kadar ud, keman, kanun, tambur, ney, klarnet gibi üç-beş
yerli enstrümanla icra edilen TSM’ni yeknesaklıktan kurtarmak amacıyla işe önce sazlardan başlar. Üç-beş yerli enstrümanın arasına piyano, akerdeon, çello (viyolonsel), kontrbas, gitar, obua, timbal, çan…gibi batı musıkisi enstrümanlarını da ekleyerek, 15-20’yi bulan sazlarla çalışmalara başlar.
Bu arada fantezi tarzı besteler de peş peşe gelmeye başlar. Bu bestelerini bir de Türk ve
batı musıkisi enstrümanlarının nağmeleriyle birleştirince, o zamana kadar hiç duyulmamış çok hoş melodiler çıkar, ortaya. Kısa zamanda büyük bir hayran kitlesine ulaşır. Besteleri dillere düşer. Hayranlarının başında, Türk Musıkisi’nin en büyük üstadı Sadettin Kaynak da vardır.
“Evladım” der ona:
-“Seni radyodan dinledim. Çok muhrik (tahrik edici, etkileyici) bir sesin var. Tebrik
ederim. Aynen devam et.”
Sanatçımızın ilk bestesi; sözleri Faruk Nafiz Çamlibel’e ait olan “Çoban Çeşmesi” isimli
muhayyer kürdi, ikincisi ise; “Sarı gülüm korkmaz mı?” isimli, sözleri Mehmet Erbulan’a ait muhayyer kürdî şarkıdır.
Daha sonra bunları; “İki damla gözyaşı”, “Yalnızlar”, “Aşk dilencisi”, “Han duvarları”,
“Unutmak istiyorum”, Kalpsiz”, “Sarı gülüm kokmaz mı”, “Nasıl ihanet ettin şu ilahi aşkıma” gibi besteleri takip eder.
Agora meyhanesi, Arım balım peteğim, Adını anmayacağım, Boş kalan çerçeve,
Gelincik, Yaban gülü, Oyun bitti, Leylaklar altında, Benim de canım var, Seven ne yapmaz…başta olmak üzere çoğu film müziği olarak dillere düşen 300 civarında bestesi ise, henüz ortalarda yoktur.
Onlar da 3-4 yıl içinde bir biri peşi sıra gelmeye başlar.
Şimdi gelelim, yazımızın asıl konusu olan, rüşvetle kendi konserine girme olayının
öyküsüne.
1962 yılında Ankara Büyük Sinema’da verdiği konser olay olur.
Kapılar kapanalı saatler olmuş, içeri giremeyen binlerce kişi dışarıda kalmıştır.
Kapılar yumruklanmaktadır.
Hava ise müthiş yağmurludur. Bu nedenle trafik akışı da yavaştır.
Genç sanatçı, konser vereceği Yeni Sinema’nın kapısına güç bela varır.
Konserin başlamasına beş dakika kalmıştır.
Kapıdaki görevli;
-Yassah gardaşım, giremezsin! Der.
-Ben konser verecek olan sanatçıyım, demesine, diller dökmesine rağmen, imkanı yok
ikna edemez, kapıdaki görevliyi.
Sonunda, “Eline bir onluk sıkıştırdım da öyle kurtardım vaziyeti” diyen sanatçımız,
kendini soyunma odasına zor atar.
Konser tek kelime ile muhteşem geçmiştir.
İzleyenler arasında devrin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Başbakanı İsmet İnönü ve
devlet ricali de vardır.
Konserden sonra devrin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel ile Başbakanı İsmet İnönü,
sanatçımızı tebrik eder.
Cemal Gürsel, tebrik etmekle de yetinmez;
-“Evladım, daha batıya. Musikimizde yenilik yapmak istemeyenler bir gün hüsrana
Uğrayacaklardır” diyerek takdirlerini de ifade eder.
Sanatçımız bu moral motivasyonla çalışmalarına hız verir.
Hele bir de Karadenizli (Samsun) hırs, inat ve azmi de devreye girince…
Artık onu tutabilene aşk olsun!
Bundan sonrası mı?
Bölümler halinde anlatmaya devam edeceğiz.
Not: Bilgiler, “Ünlülerle Anılarım” adlı kitabımdan derlenmiştir. (S.Ç.)
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Hava durumu
-
-
-
Nem Oranı: -
Basınç: -
Rüzgar Hızı: -
Rüzgar Yönü: -
ANKET

Sitem nasıl?

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...