Kaptan-ı Deryalık

aziz ve muhterem kardeşlerim,

kütüphaneye çok sık gitmemek ne demektir, inanın aklım almıyor?

bugün de gittim bi yarım saatcik, aklıma kaptan-ı deryalık rütbesi takılmış olarak uyandımdı çünkü.. osmanlı döneminde 1300’lerde kurulduğunu, 1867’de kaldırıldığını öğrendim bu makamın.. tamamen fuzuli bilgilerle dolu beynime bikaç tane de kaptan-ı derya ismi sokuşturmayı ihmal etmedim, tebessümle;

kara mürsel, çavlı bey, hadım ismail bey, has yunus bey, zağanos paşa, parlak mustafa paşa, frenk cafer paşa, deli hüseyin paşa, bıyıklı mustafa paşa gibi..

en sonuncuyu mıh gibi ezberledim ama.. damat m. ali paşa.. bu abimizden sonra devran dönmüş, denizcilik bakanlığı ve donanma komutanlığı gibi “nispeten ruhsuz” makamlar kurulmuş..

***

tabi ki gogıl amca sayesinde makaleler yazabilen ucuz yazarcıklar tayfası bu duygularımı anlayamaz..

hayatta sadece bikez, kütüphaneye gitmeden (ve belleğimde yanlış kalmış bi gençlik klişesini kullanarak) izler dergimize kapak oluşturmuştum, ne zamandı, kimdi, aklıma gelmedi şimdi, o kadar ki sıradan..

40 gün lafını ettiydi gerzekler!

bakın böyleleri var hayatımızda.. maalesef var.. genelde istanbul’da ikamet ederler.. sözüngelimi, ortak dostlar aracılığıyla benden izler dergisi isterler, ücret falan da göndermez bu deyyuslar ha! böyle bi hakları vardır her nasılsa!

akıllarınca üstaddırlar ya, sanki ömürlerinde bişey başarmış gibi, dergimizi beğenmezler.. bunu tahminen yazıyorum, çünkü bu heriflerden bi daha hiç ses çıkmaz..

diyemem ki, ulan kimsiniz siz, kaç kuruşluk edebiyatçısınız? benim ömrüm sizin gibileri “madara” etmekle geçmiş, bizi okusanız ne, okumasanız ne, tövbe estağfurullah yahu?

***

bu ucuz mahlukatın giresunda yaşayan versiyonunu hiç yazmayacam bile..

burası, tek kitap okumadan yazar olunabilen..

burası, nota, solfej ve armoni bilmeden müzisyen olunabilen tek şehridir gezegenimizin..

örnekleri çoktur, sayfam kirlenmesin..

***

atasözlerimizin kıralı şöyle der;

eşşeğin sidiğindeki saman çöpüne konmuş sinek, kendini kaptan-ı derya sanır!

benim şehrimin en iyi özeti budur..

bazı insanları yalnızca takip edeceksin! çok gonuşmayacaksın!

kamuoyuna saygıyla arz ederim..

prof dr gürsel ekmekÇi