taze macera
malkoçoğlu kara gürsel’in şunca yoğunluk içinde kendine ayırdığı yalnızca bi saati vardır.. hacıisiin sahilindeki denize sıfır bi çay bahçesinde oturur.. sözcü’ye göz atar, asıl gazetesi cumhuriyet evdedir.. zaten ol mübarek gazetenin okunması bi günde asla bitmez, bitiren pok yemiştir..
çay bahçesinde bi kurt köpeği vardır.. irice.. müşterilere bi tehlike oluşturmayan, aksine herkese burnuyla şöyle bi dokunan.. ama uçan kuşa, geçen kediye, sudaki kayık sesine hep havlayan..
ilkin komik ve sempatik gelen bu durum, zamanla rahatsız edicidir tabi..
***
kara gürsel bu sabah da kurt tarafından burun sürtünmesi yoluyla hoş’lanır..
otur kurt! der..
oturur..
aferin kurt! der..
***
malkoçoğlu bi yandan denize bakar, bi yandan çay içerken, bi yandan da kurdun başını okşamaktadır..
zaman zaman, sus kurt! diyerek kısa havlamalarına müdahale etmektedir..
***
bi ara.. martıydı, motordu, yandan geçen başka bi köpekti derken, kıyamet kopar, kurt zaptedilemez hale dönüşür.. misal, gazete okunamaz olur..
diğer masalarda tedirginlikler de başlayınca, kara gürsel ayağa kalkar ve gayet sakince;
-sana susman ve derhal kulübene çekilmen için onbeş saniye veriyorum, atıl kurt! der..
kurt, az düşünür ve gider..
bu maceranın sonu
(tay yayınları)