aziz ve muhterem kardeşlerim,
sabah evden çıkmışım, üzerimde şehrimin tarihinin en haklı yorgunluğu.. bilgi yurdu’muzun 7 branşını birden sahaya sürmüşüm çünkü, biten ay..
adım atamaz, süklüm püklüm halimi gören bi abim, demesin mi hemen;
-ne u halin gürsel, garıyla çekiş mi ettin?
***
hayatta “karı” sözcüğünü kullanmadım, iğrenç bişeydir..
ama garı öyle midir?
bi statü, bi hanımefendilik, bi mertebe içermez mi?
***
misal, babaannemin kısaca “garılar” diye sözünü ettiği arkadaşlarının tamamı şehrin aristokratları idi..
köy ürünlerinin satıldığı “garılar pazarı” dünyanın en mübarek yeri idi..
ali şen adile naşit’e “len garı” derken net bi saygı hissi uyandırır idi..
***
her çift kavga edebilir,
her çift ağız dalaşı yapabilir,
her çift küsebilir..
ama garıyla çekiş etmek yalnızca giresun erkeğinin başına gelebilen olağanüstü bişeydir..
asla kötü bi durum diğildir..
cilve sayılır, naz sayılır..
işve sayılır, eda sayılır..
aşkın gereğidir..
cümleten hayırlı çekişler dilerim..
prof dr gürsel ekmekÇi