muhterem kardeşlerim,
müsamere sözcüğü ilkokul çocuklarının kutlamalarına yaraşan bişidir.. örneğin, lise bitimi “pink party” falan gibi, üniversitede ise “mezuniyet balosu” filan gibi adlar seçilir..
***
yeryüzü üzerinde kafkas dansları ve giresun garşılaması dışındaki tüm halk oyunları; ilkokul çocuğu müsameresi düzeyinden öte gidemez..
bu kötü bişey diğildir elbette, cazın bile atası afrika tamtamları iken, hiçbi yalınlığı küçümsemek doğru olmaz..
***
ama giresun garşılamasının görkemini de kimse bana es geçtiremez.. anadolu halkoyunu diye bi kavram varsa, bu doğrudan giresun garşılaması ve diğerleri olarak ikiye ayrılır..
ne var ki, bu mübarek oyunumuzun her gün biraz daha bozulduğunu, yılışıkça, yavşakça, biçimsizce bi hallara dönüştüğünü gözlemliyorum..
kolbastı uydurukluğu kıvamında el, kol, bacak, bilek figürleri.. çökme kalkma zıplama saçmalıkları..
kolbastıya özenmeyin arkadaş! kaldı ki onun da aslı; müzik olarak bizim fingilimize, figür olarak görele belkırmasına aittir..
***
hayatta görmediniz ki avukat rasin bayazıtoğlu amcamla öget işseven teyzemi karşılama oynarken.. aslını astarını nerden bileceksiniz?
giresun erkeği dik oynar, genel hava gururdur..
giresun kadını cilveli oynar, genel hava aşktır..
garşılama dediğin budur..
benim sizleri eğitmeye zamanım yok.. öyle bi niyetim de yok, boğulun kendi pisliğinizde!
en iyisi görele’miz trabzona bağlansın, varın götünüzden uydura uydura sabaha kadar kolbastı oynayın la!
***
bana bunları anımsatan, bilgi yurdu’muzun değerli evladı levent ile güzel gelinimiz hatice’nin düğününde, ilk kez gördüğüm ramo ramo adlı bi balkan halkoyunu sunumu idi..
gelinimiz ve akrabaları, yani gız tarafı, 5 dakkacık bu oyunu oynadılar.. ağzım açık izledim yahu! bu kadar mı leziz olur bi oyun?
elbette müsamere ayarında idi, ama bizim milletin iyice bokunu çıkardığı giresun garşılamasının yanında şiir gibiydi şiir..
afferin levent, çok has bi gız almışsın aslanım!
***
rasin amcama, öget teyzeme Allah’tan rahmet dilerken,
kamuoyuna saygıyla arz ederim..
prof dr gürsel ekmekçi