”heidi”

PAZAR’LIK

bizim neslin hayatta ilk utanması ”heidi” sayesinde oldu..

dağbaşından kopartılıp şehre götürülen heidi’cik, suratsız bi mürebbiye tarafından ”yontulmaya” çalışıldı, haftalar boyu..

günlerce hazırlandığı halde, kaldığı konaktaki ilk davette heyecanlandı biraz kızcaaz.. misal, ”sayın bayan” diyeceği yerde, ”bayan sayın” diye eveledi geveledi.. masa örtülerine eli-ayağı dolandı, bişileri devirdi falan..

rezil oldu..

1965-66-67 doğumlu türk çocukları olarak hiçbirimiz o gece üzüntüden uyuyamadık..

****

hiçbi zaman heidi’nin yerini tutamamakla birlikte, şeker kız candy de mühümdü bizler üçün..

büyüdüydük biraz..

ortaokul yaşları diyim hadi.. teveklerimize su yürümeye yeni yeni başladı gibiydi sanki..

bu candy’nin bi sevgilisi vardı.. adı antoni.. el ele yürüyorlar, sarılıyorlardı birbirlerine.. o zaman ”kızlı-erkekli” durumları tam ayıp sayılmıyo olmalı memlekette, sansüre uğramadan öpüşüyolardı da bazen..

66 kuşağı erkekleri olarak toplu halde içimiz bi hoş oluyordu helbet..

bigün bi at arabası kazasında bu antoni öldü..

mahvolduk..

babam bile hayatta ilk kez sorduydu bana;

-”oğlum nooldu böyle, okulda bi problemin mi var”??

****

unutamıyom babamın o ses rengini..

aslında şunu soruyo bana;

-”oolum, yoksa okuldan bi gıza aşık mı oldun”??

nasıl diyim;

-”yok baba, antoni öldü.. moralim çok bozuk”..

(annem duysa;

-“kimmiş u kafirin gızı, u beni biliyu mu, saçını başını yolarım okula gelürsem” der mi der idi valla)

desem ki babama misal;

-”evet, falancıların gızına aşığım”, anında gidip isteyecek kızı babasından.. o kadar ki içten sorduydu..

şimdi 45 yıllık evliydim la, tövbe tövbe..

****

asıl sorun şuydu, gümbürtüye gitti o ergenlikle birlikte..

küçük çocuklarca izlendiği gayet besbelli olan bi programa neden ”ölüm” teması sokulduydu acep??

başroldeki çocuk öldü de diziden çıkarıldı desek, çizgi film ulan bu.. çizecen bitek.. ne ölmesi? ne dizisi, ne çıkması?

japon çizgi film firması, tüm çocuklara ölüm gerçeğini öğretmeye kalkıştı desek, halt etmişler.. ne gereği vardır? sırası mıdır? eğitim biliminde yeri var mıdır?

ayrıca, at arabası kazası da pek ilginç, pek vahşi, pek değüşük bi tercihtir.. her ne kadar, giresun’da o dönem pekçok at arabası olsa da, hiçbi at çarpışmadıydı birbiriyle.. hiç görmedikti öyle bişi? at arabaları malzeme taşıyo, atlar da yollara mça mça yürüyordu bitek, ne kazası?

zavallı antoni, boynu kırıldıydı zaar, bi yerinde kan da yoktu..

anneannem, acı çekmeden öldü diye teselli etmişti bizi..

aha yine ağlayasım geldi..

****

babam böyle isterdi..

oğlu ”erkek gibi” olsun..

nane molla olmasın..

sevgilisi olsun, maça gitsin, bira falan içsin, okulda öğrenci derneği başkanı olsun, büyüsün Add başkanı olsun.. gocasın bilgi yurdu’nu kursun..

****

ama,

çok da duygusaldı rahmetli aynı zamanda..

antoni’yi tanısaydı benden çok ağlardı o akşam..