Örneğin, Türk erkeğinin “askerlik anıları” bu yönüyle dipsiz bi kuyudur. Giren, çıkmak bilmez. Dinleyeni bezdirir.
Sanırım hiç yazmadım. Anlatmadım. Sevmem zaten. Kimi arkadaş sohbetlerinde;
-”Hiç askerlik anım yok la benim, ne tuhaf” diye şaşkın şaşkın konuştuğumu bilirim.
****
Fakat… Bu konuyla dalgamı çok geçerim tabi.
Güya askerliğim; Kuzey Kutbu, Arap çölleri, paraşüt, denizaltı, at, tank, Ordu Milli Takımı, Amerika, Uzay mekiği, Çin vs vs tüm dünyevi unsurları içerir. Ev içi şamatalarımızda anlatır, mevzu her ne olursa olsun sonunu askerliğime bağlar, kızlarımı güldürürüm.
Gerçi, zamanla büyük kızım bu işin benden de uzmanı oldu. Daha ben palavralara girişmeden, lafı ağzımdan almaya başladı;
-“Tamam biliyorum baba, sen askerde şuydun, sizin bölük şöyleydi, komutanlar böyleydi, zaten dünyadaki en baş komutan sendin”!!!
-“Kızım, biz askerdeyken” diye söze başlamışlığımla kalır oldum artık.
****
(Elbette Cem Yılmaz’ın sahnede anlattığı askerlik anıları yedi cihanda eşsizdir, menendsizdir, oraya da bi saygı selamı çakayım şimdi. Yeri geldi)
****
Sözü nereye getireceğim?
Epey süredir çokça kulağımı doldurur oldu, çevre masalardaki tüm erkekler, askerlik anılarını anlatmayı koyulaştırdılar yeniden. Oysa bu işin modası geçmeye yüz tutmuştu ülkemizde. Belki de söylenecek ”beyaz yalan” kalmamıştı, söyleye söyleye.
Gariptir? Parkta, bahçede, çay ocağında, berber salonunda falan, Türk erkeği askerliğini anımsadı yine. 2021 yılında.
Elbette, işim gereği yan masaları, koltukları dinleyen biriyim. Bi yazarın en iyi malzeme kaynağı buralardır çünkü. Kulağı arkasında olmayanın, eline kalem yaraşmaz.
Şu analizi yapmalıyım izninizle.
İnsanımız yeniden, niçin, neden, ne oldu da, askerliğini anımsar oldu bu kadar? Sakın, mevcut iktidarın toplumun tarihsel genleriyle oynamaya kalkıştığından olmasın?
****
(Hepinizin bildiği anılara girmeyeceğim şimdi..
Güya herkes her gün çarşı iznindedir, kimseler nöbet tutmaz, hep birlikte kör kütük sarhoş dolaşılır kışlada.. Komutanın eşine ”yenge” diyecek kadar samimidir bütün Mehmetçik..
Yalan yahu hepsi)
****
Salt şuncağızı demek zorundayım.
Son demlerde kulak kabarttığım tüm muhabbetlerde bi “komutan” vurgusu mevcut arkadaşlar. Genelde benden 1-2 kuşak yaşlı insanlar konuşuyo, ki bu da enteresan.
-“Komutanım tamam yaparız dedim”.
-“Emredersin komutanım dedim fırladım”.
-“Komutanım şöyle şöyle yapsak daha doğru olur dedim”.
Kimisi de onbaşı bile olsa, nihayetinde kendi de komutandır bi dönem;
-“Asker geldi, komutanım dedi, hastayım dedi, tamam git yat dedim”.
-“Yemekhane nöbetindeydim, çocuklar gece yarısı geldi, komutanım açız dediler, tamam ulan, yeyin bişiler dedim”.
****
Bu güzel insanları tebessümle dinlememek mümkün diğildir.
Canlarını seveyim hepsinin. Palavralarına kurban olayım.
Çok da uğraşmayacan yani bu insanların asırlık genleriyle… “Komutanım”sız bırakmayacan bu milleti. Yıllardır bıraktın, işte gördün, ne orman yangınlarını söndürebilir, ne hudut namusunu koruyabilirmişsin.
Yok olur gideriz kardeşim, yok olur gider. Söylemesi benden.
****
Haa ne diyordum?
Bi gün tam teçhizat kule nöbetindeyim. Hava da nasıl soğuk? Ben onbaşıyım ama albayımla viski içiyoruz bi yandan nöbette. Ailecek severlerdi beni. Baktım karanlıkta, karşıdan bi tank geliyo. Komutanım bana bırakın dedim, süngüyle daldım tanka.
Yok ula, başka bişi anlatıyordum!!