Değerli Dostlarım,
Buradan duyuru yapıyorsam tek nedeni tarihe not düşmektir… Yani? Nasıl ki bizler, tarihteki Bilgi Yurdu’na ilişkin çok kısıtlı bilgilere sahipsek… Gelecek kuşaklar aynı duruma düşmesin istiyorum…
Bir gün, birileri, yazmak isterse bizi…
İşte, her attığımız adım burada, kayıt altında duruversin…
****
‘Ağustos sayımız matbaada’ diyerekten bir duyuru yazdım geçen gün. Ve cadde’de soranım çok oldu bu sabah; ”Hani dergi Gürsel”?
Keşke mümkün olsa. Ama öyle değil bu işler. Asırlık çınar, sevgili yuvamız Yeşilgiresun Matbaası’nın da kendine göre bir işleyişi, sırada bekleyen onlarca müşterisi var tabii…
Biz de attık kendimizi kuyruğa, durumumuz budur!
****
(Elbette ödememizi yapıyoruz. Ama biliyoruz ki yuvamız bizden alınabilecek en düşük meblağı alıyor. Çünkü ezelden bir edebiyat dostu olan Öğütçü Ailesi de biliyor ki İZLER’in yaşaması lazım. Bizim onlara duyduğumuz minnet, sakın onlar için külfete dönüşmesin, tek amacımız budur)
(Aynı özverinin bizde de olduğunu bilmelisiniz. Dergimizin perakende satışı en az 30 TL olmalı, direniyoruz 20’de. Hele, kargoyu da ekleyince il dışı yıllık abonelik en az 600 TL olmalı, direniyor, yapmıyor, diğer birimlerimizin maddi-manevi takviyesiyle İZLER’i ayakta tutuyoruz)
(Aklıma gelmişken, ”vitrin” demiş birisi… Yani ben vitrin yapıyormuşum aslında, dernek-dergi falan değilmiş amacım. Güleyim mi ağlayayım mı, vallahi bilemedim? İzin verirseniz bu densiz insana, her kimse, kasten şu ”ukalaca” yanıtı vereceğim; ‘Bak kardeşim, ben Gürsel Ekmekçi zaten markayım, zaten kendim vitrinim, Giresun denince şükür olsun binlerce insanın aklına ben geliyorum, çeneni kapatmanı rica ederim”)
Bu son parantez için hepinizden özür dilerim.
****
Dergimizin amacı her ayın 7’sinde piyasada olmaktır. Bunu her ne kadar hiç başaramasak da (bazen 6, genellikle 8-9 olabildi) böyle bir hedef olduğunu biliniz.
Ama, sizlerden bu ilgiyi görmek, yolda bu ”fırçayı” yemek çok güzel. Lütfen devam ediniz.
****
Yine yeri geldi…
1 Nisan 2021’de covide yakalanıp eve kapanmıştım. Hasta olduğumu hissederek, karantina öncesi dergiyi tamamlamış ve sevgili grafikerimize mail yoluyla teslim ederek, girmiştim yatağa.
14 gün yattım sanırım. Sonra bir de ”temaslı” muhabbetinden 10 gün kadar daha evde kalmıştım. Dergimizin o sayısı ayın 25’inde falan ancak çıkabilmişti. İZLER’in başına koyduğum kişi hiç ilgilenmemişti çünkü sorumlu olduğu işle. Merakla gittiğimde grafiker kızımız daha başlamamıştı bile dergiye. Çünkü herkesin işi yoğun, sen sahip çıkmazsan, başkası seni neden öne alsın?
O halsiz vaziyette, işin başında durup, ertesi gün dergimizin matbaaya gönderimini sağladım. Maalesef yahu! Bu kadar acıdır gerçekler!
Bakmayın biraz sürecin uzadığına, bazılarının ipi aslında o gün çekilmişti.
Bana yakışmaz, daha da açık konuşamam.
****
Dostlarım,
Dışarısı yağmur… Birkaç saat evvel, açık hava sinema etkinliğimizi ertelemiş olmaktan çok utanmıştım. Çünkü benim ajandamda ”başaramamak” diye bir sözcük yoktur. Şu an projeksiyon aygıtı, ses sistemi, anfi-kolon-perde-ışık vb ayrıntı işlemlerle uğraşıyor olacaktık ve eyvah yağmur başladı diye çok üzülecektik.
Her işte bir hayır olduğuna inananlardanım.
Yeni tarihi belirlediğimiz an duyuracağım.
Sevgilerimle,
Gürsel EKMEKÇİ
CAN AKENGİN BİLGİ YURDU DERNEĞİ bşk